1. Fiil (yanından/içinden/üstünden) geçmek.
    to pass through the town. We passed the dangerous section of the road.
  2. Fiil ihmal etmek, önemsememek, önem vermemek, aldırmamak, saymamak, hesaba katmamak, ka'le/nazarı itibara almamak, gözünden kaç(ır)mak.
  3. Fiil (engel vb. üzerinden) aşmak, atla(t)mak, geçirmek, geçmesine izin vermek, bırakmak.
    The guard passed the visitor.
  4. Fiil atlamak, (su, eşik vb.'ni atlayarak) geçmek.
  5. Fiil (sınav) geç(ir)mek, başarmak, muvaffak olmak.
    to pass an examination.
    Jim passed French: Jim Fransızcadan geçti.
  6. Fiil (bir noktayı/dereceyi/merhaleyi) aşmak, ötesine geçmek, üstün çıkmak.
    His strange story passed the belief.
  7. Fiil geçirmek, yürütmek, ileri sürmek.
    to pass a rope through a hole.
  8. Fiil yürütmek, hareket ettirmek, geçit resmi yaptırmak.
    to pass troops in review.
  9. Fiil (zaman) geç(ir)mek, harca(n)mak.
  10. Fiil yaymak, (ağızdan ağıza) dolaş(tır)mak.
    to pass rumors.
  11. Fiil (çek/para vb.) sürmek, kabul ettirmek.
    to pass a worthless check.
  12. Fiil (elden ele) vermek, aktarmak, nakletmek, teslim etmek.
    pass the salt.
  13. Fiil söz vermek, va'detmek, taahhüt etmek.
  14. Fiil (fikir) söylemek, ifade/beyan etmek.
    pass a comment: yorumda bulunmak.
    pass a remark: ihtarda bulunmak.
  15. Fiil (bağırsakları) boşaltmak, tahliye etmek.
  16. Fiil kabul/tasdik etmek, onaylamak.
    pass a law/ a bill: bir kanunu kabul etmek.
    Congress passed
    the bill.
    to pass accounts as correct: hesapların doğruluğunu onaylamak.
  17. Fiil (meclise/komisyona vb.) onaylatmak, kabul/tasdik ettirmek.
    to pass a bill or law.
  18. Fiil (fikir/düşünce/mütalea) bildirmek, açıklamak.
    to pass a judgment.
  19. Fiil, Hukuk ferağ/intikal ettirmek, devretmek, tapusunu başkası üzerine tescil ettirmek.
  20. Fiil (kâr, temettü vb.) ödememek/dağıtmamak.
    pass a dividend: kâr hissesi ödememek.
  21. Fiil gezdirmek, dolaştırmak.
  22. Fiil, Spor pas vermek, paslaşmak, topu oyun arkadaşına atmak.
  23. Fiil ilerlemek, ileri gitmek, yürümek, önüne geçmek.
    We passed the big truck.
  24. Fiil geçip gitmek, hareket etmek.
  25. Fiil sona ermek, bitmek, son bulmak, geçmek.
    The crisis soon passed. The pain will soon pass.
  26. Fiil ölmek, vefat etmek.
  27. Fiil vukubulmak, cereyan etmek, geçmek, vukua gelmek, vaki olmak.
  28. Fiil cari olmak, tedavülde olmak, (para) geçmek, (rivayet) dolaşmak.
  29. Fiil yerini tutmak, yerine geçmek, kaim olmak.
  30. Fiil (soyunda zenci olduğu halde) beyaz insan sayılmak, beyaz olarak tanınmak.
  31. Fiil intikal etmek, geçmek.
    The estate passed to his children. The crown passed to the king's nephew.
  32. Fiil teati edilmek, söylenmek.
    Sharp words passed between them.
  33. Fiil dönüşmek, tahavvül etmek, (bir halden bir hale) geçmek.
    to pass from a solid to a liquid state.
  34. Fiil (engeli/sınavı vb.) aşmak, başarı ile geçmek, engelle karşılaşmamak.
    let something pass: bir şeyi
    kendi haline/serbest bırakmak, geçip gitmesine engel olmamak.
  35. Fiil karşılık/mukabele görmemek.
    Let the insult pass.
  36. Fiil
    pass on/upon: hüküm/karar vermek, fikir/mütalea beyan etmek.
    Will you pass on the authenticity of this drawing?
  37. Fiil (bağırsaklardan) boşalmak, dışkılanmak.
  38. Fiil onaylanmak, tasdik edilmek, yasalaşmak, yasa halini almak, kanunlaşmak.
    The bill finally passed.
  39. Fiil, Hukuk (a)
    gen.
    pass on/upon: (soruşturma kurulu üyesi) duruşmaya/müzakereye katılmak.
    to pass
    on a case. (b) (bkz: adjudicate ), (c) (bir mülkü başka birine) ferağ etmek.
  40. Fiil sırasını atlamak, “pas” demek.
  41. Fiil (eskrim) hamle yapmak.
  42. İsim geçit, boğaz, dar yol.
  43. İsim geçiş izni, paso, şebeke.
    free pass: bedava paso.
  44. İsim, Askerlik2 (a) (askerî bölgeye) giriş izni/belgesi.
    He needed a pass to enter the fort. (b) izin kâğıdı.
  45. İsim bedava bilet.
  46. İsim (spor) pas, topu elden ele geçirme, aktarma.
  47. İsim (meç) hamle, atılış.
  48. İsim saldırı, hücum, hamle, taarruz.
    He made a pass at the enemy airfield.
  49. İsim (cinsel bakımdan) davetkâr hareket/jest, cinsel sataşma, sarkıntılık.
  50. İsim (iskambilde) pas, oyun sırasını atlama.
  51. İsim (hokkabazlıkta) (a) (eli bir şeyin önünden/arkasından) geçirme hareketi, (b) elçabukluğu (ile bir şeyi kaybetme/değiştirme.
  52. İsim hal, durum, vaziyet.
    to bring events to a critical pass: olayları kritik bir duruma getirmek.
  53. İsim (sınavda) geçme, başarı.
  54. İsim makineden işi bir defa geçirme.
  55. İsim kurnazca hamle/hücum.
koroner arter bypass ameliyatı İsim, Tıp
koroner bypass ameliyatı İsim, Tıp
bypass ameliyatı İsim, Tıp
koroner arter bypass ameliyatı İsim, Tıp
koroner bypass ameliyatı İsim, Tıp
bypass ameliyatı İsim, Tıp
uykusunda ölmek Fiil
oyun fişleri karşılığında para almak Fiil
(US) kendi mallarını başka markalı mal diye yutturmak Fiil
onaylamak Fiil
geçmek Fiil
ehliyet sınavını kazanmak Fiil
geçmek Fiil
sınavında başarmak Fiil
sınavı başarmak Fiil
hayatını gözden geçirmek Fiil
hayatının şöyle bir muhasebesini yapmak Fiil
mezuniyet (bitirme) sınavını vermek Fiil
söz vermek Fiil
aklından çıkmak Fiil
zimmetine yazmak Fiil

when the chips are down
k.d. müşkül durumda, sıkışık/kritik anda, başı dara gelince.
otobüs pasosu İsim
sığır geçidi
göndericinin gümrük sevk pusulası
föydörut
lese pase
gümrük giriş kartı
gümrük geçiş izni
dok ücreti makbuzu
fuar izin kartı
balık savağı: bir baraj etrafında som balığı vb.'nin akıntıya karşı yukarı çıkabilmeleri için yapılmış basamaklı havuz. İsim
fish ladder İsim
ileri pas: topun muhasım kaleye doğru atılışı. İsim
ücretsiz bilet
paso
paso, ücretsiz bilet. İsim
sınır geçme izni
lese pase
geçer not almak Fiil
(futbol/basketbol) zıplayarak atılan pas. İsim
(askerlik) gece izni belgesi
geçmesine izin vermek Fiil
geçme sine izin vermek Fiil
boğaz
dağ geçidi
geçit
cendere
dar geçit
kısık
izin almak Fiil
(asker) izinli
milimetrik pas İsim, Futbol
polis kimlik belgesi
polis kimliği
transit geçiş hakkı
savaşta tarafsız gemiye verilen belge
gemi seyrüsefer izni
özel izin
kritik durum
transit geçiş belgesi
transit geçiş
iş seyahati müsaadesi İsim, Askerlik
(askerlik) iş seyahati müsaadesi İsim
(hapishane) ziyaretçi müsaadesi İsim
verkaç İsim, Spor
duvar pası İsim, Spor
kanun tasarısını onaylamak Fiil
bir adayı sınavda geçirmek Fiil
kararname çıkarmak Fiil
güvensizlik önergesini kabul etmek Fiil
kararı onaylamak Fiil
(Br) devir temlikte bulunmak Fiil
(fiyat) tüketiciye yükletmek Fiil
bu kişilerin evinde oturanları kapsamaz
bir hesabı kabul etmek Fiil
tadil teklifini kabul etmek Fiil
(a) sona ermek, bitmek, son bulmak, nihayetlenmek, nihayete ermek, (b) ölmek, vefat etmek, (c) (zaman) geçmek.
(hikâye) inanılmayacak olmak Fiil
geçmek Fiil
üstün olmak Fiil
(Br) vadeli veya cari hesap cüzdanı
banka cüzdanı
tüccarlarca müşterilere verilen ve müşterinin veresiye satın alınan malların ayrıntılarının kaydedildiği defter
(a) ihmal etmek, saymamak, önem vermemek, atlamak, gözden kaçırmak, nazarı itibara almamak, (b) yanından geçmek, geçip gitmek.
açıktan geçmek Fiil
her yerde geçmek Fiil
her yerden geçmek Fiil
(İngiliz üniversitelerinde) orta mezuniyet derecesi.
poll, poll degree ile ayni anlama gelir. İsim
(a) (mahkeme kararını) tebliğ etmek, bildirmek, (b) nesilden nesile iletmek/nakletmek.
This custom
has been handed down since the 17th century. This ring has been handed down in my family. (c)
ABD açıklamak, resmen beyan etmek.
The board of directors will hand down the figures on Monday.
askeri birlikleri teftiş için bir baştan bir başa katetmek Fiil
müruriye
köprü geçit parası
bitirme sınavı
(Br) üniversite bitirme sınavı
… sayılmak, … gibi kabul/telâkki olunmak, … yerine geçmek, … diye geçinmek.
yellenmek Fiil
gaz çıkarmak Fiil
kanunlaştırmak Fiil
mülkiyetine geçmek Fiil
akıl almamak Fiil
hüküm vermek Fiil
kararıni vermek Fiil
maymuncuk
hüküm vermek Fiil
yeterli olmak Fiil
testi geçmek Fiil
geçer not almak Fiil
temiz kağıdı almak Fiil
(a) (sahte para vb.) sürmek, (sahte malı) yutturmak, aldatmak.
pass off a false coin on someone:
birine sahte para sürmek.
argo mantara bastırmak, (b) … diye geçinmek, kendini … diye satmak, sahte hüviyetini kabul ettirmek.
He passed himself as a doctor. (c) nazarı itibara almamak, saymamak, atlamak, ihmal etmek, geçiştirmek, boş vermek, üzerinde durmamak,
argo ıska geçmek.
He passed off the difficult question.
pass sth off as a joke: bir şeyi şakaya vurmak, şaka sayarak üzerinde durmamak. (d) sona ermek, zeval bulmak, kaybolmak, zail olmak.
(a) (mahkeme kararını) tebliğ etmek, bildirmek, (b) nesilden nesile iletmek/nakletmek.
This custom
has been handed down since the 17th century. This ring has been handed down in my family. (c)
ABD açıklamak, resmen beyan etmek.
The board of directors will hand down the figures on Monday.
(a) ölmek, vefat etmek, (b) başkasına vermek/ intikal ettirmek, aktarmak, geçirmek.
Read this and
pass it on: Bunu okuduktan sonra başkalarına veriniz/geçiriniz/dolaştırınız. (c) geçmek, hareket etmek.
Let us now pass on to the next subject: Şimdi bir sonraki konuya geçelim.
vergiyi bir şey üzerine yüklemek Fiil
(ilim) ışığını elden ele geçirmek Fiil
(a) bayılmak, kendini kaybetmek, kendinden geçmek, (b) dağıtmak, yaymak, tevzi etmek.
The teacher
passed out the report cards. (c)
Brit. (askerî okuldan) mezun olmak.
(a) saymamak, kale/nazarı itibara almamak, ihmal etmek, atlamak, boş vermek, farketmemek, görmemek, görmemezlikten
gelmek.
The teacher passed over my mistake. (b) ölmek, (c) aşmak, geç(ir)mek. (d)
pass over to the enemy: düşmana katılmak.
susarak savuşturmak Fiil
hüküm vermek Fiil
motorlu taşıt sınır geçme izni
(Br) dekont
ekstre
hedefin ötesine geçmek Fiil
profesörlüğü bırakmak Fiil
sünger geçmek Fiil
yazılı sınavı geçmek Fiil
içinden geçmek Fiil
geçirmek Fiil
nüfuz etmek Fiil
zor zamanlar yaşamak Fiil
birçok kez el değiştirmek Fiil
okulda okumak Fiil
mülkiyeti başkasına devretmek Fiil
elden ele geçmek Fiil
intikal etmek Fiil
mirasçılara geçmek Fiil
(a) (fırsatı) kaçırmak, yararlanmamak, istifade etmemek, vazgeçmek, feragat etmek.
to pass up a chance
to go to university. (b)
bk.: pass over.
elinden fırsatı kaçırmak Fiil
bir fırsatı kaçırmak Fiil
karar vermek.
işemek, çiş yapmak, su dökmek.
(elektrik) alçak geçitli süzgeç
kendinden geçmek Fiil