Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. geçen, geçip giden.
    He watched the passing crowd: Geçip giden kalabalığı seyretti.
    a passing
    pedestrian: geçip giden bir yaya.
    passing events: geçen olaylar, olup bitenler.
  2. gelip geçici, muvakkat, süreksiz, kısa süreli.
    a passing whim. a passing glance.
  3. .
  4. sathî, üstünkörü, gelişigüzel, rastgele.
    a passing mention.
    He made a passing remark: Rasgele bir fikir ortaya attı.
  5. geçiş+, geçme+, geçmeye tahsis edilmiş.
    passing lanes.
  6. başarılı, sınıfını geçen.
    passing grade: sınıf geçme notu/derecesi.
  7. fevkalâde, üstün, son derece, pek, fazlasıyla, ziyadesiyle.
    passing strange: son derece acayip.
  8. geçme, geçiş.
  9. geçit, yol.
  10. ölüm, vefat.
    His passing grieved us all: Onun ölümü bizi mateme garketti.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

mention something only in passing
laf arasında bahsetmek Fiil
mention something only in passing
kısaca değinmek Fiil
in passing
(a) aklıma gelmişken, sırası gelmişken, söz arasında, (b) düşünmeden, rastgele.
in passing
laf arasında Zarf
in passing
üzerinde durmadan Zarf
remark in passing
söz arasında bir gözlemde bulunmak Fiil
passing - bell
matem çanı.
passing a law
bir kanunu onaylama
passing a name
söylemek Fiil
passing a name
borsada hesap döneminde gerçek alıcının adını vermek Fiil
passing and running
verkaç
passing away
ölüm
passing bell
ölüm çanı, ölümü bildiren çan.
passing counterfeit money
sahte para sürme
passing desire
heves
passing events
güncel olaylar İsim
passing fad
gelip geçici heves
passing fad
moda heves
passing grade
geçme notu
passing grade
(US) geçme notu
passing grade
geçer not İsim, Eğitim
passing history
yakın çağ tarihi
passing of a bill
bir yasa önergesinin onaylanması
passing of a dividend
(US) temettü ödememeye karar verme
passing of an order
sipariş verme
passing of property
mülkün devri
passing of risk
rizikonun atlatılması
passing of title
mülkiyet devri
passing off
ürünün ambalajına ya da marka adına benzer bir malın pazarlanması
passing off
başka birinin tasarımına
passing on something heard from someone else
rivayet
passing over
aşma
passing over
aşırma
passing place
(tren) demiryolu içtinap durağı
passing remark
uçaktan yapılan bir gözlem
passing remark
arızi müşahede
passing through
bir yerden geçme
passing ticket
(Manş Denizi , Br) gümrük makbuzu
passing to the order of the day
gündemi ele alma
passing traveller
durmadan geçip giden yolcu
passing whim
geçici heves İsim
passing whim
gelip geçici heves
passing years
geçen yıllar İsim
a passing fancy
geçici heves
his appointment is conditional up (on) his passing his exams
tayini sınavları geçmesine bağlı
mud splashed upon one as by a passing vehicle
zifos
only a passing whim
gelip geçici heves
set a passing a
geçer not almak Fiil
speak to a passing ship
geçen bir gemi ile flamalarla konuşmak Fiil
speak to a passing ship
geçen bir gemiyle flamalarla konuşmak Fiil
succeed in passing an examination
sınavda başarı kazanmak Fiil
the lowest passing grade in an examination
baraj
with each passing day
her geçen gün Zarf
with every passing day
her geçen gün Zarf
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.