1. İsim akıl
  2. İsim gerekçe
  3. İsim neden, sebep, illet.
    There are several reasons why we can't do that. The reason for the flood was
    all that heavy rain. We have reason to believe that he was murdered.
    for no other reason that: tek nedeni, başka sebep yok.
    For no other reason that I forgot: Tek sebebi unutmuş olmamdır.
    for some reason (or other): nedense, her ne sebepten ise, ne hikmetse.
    He was supposed to be here by noon, but for some reason he is late.
    all the more reason for: … için ayrıca bir sebep, -den daha iyi sebep olur mu?
    But I'm exhausted! All the more reason to get back home as soon as possible: Bitkin haldeyim! Hemen eve dönmek için bundan daha iyi sebep olur mu?
  4. İsim gerekçe, esbabı mucibe.
    have reason to: haklı olmak.
    You have reason to be afraid: Korkmakta haklısınız.
  5. İsim akıl, fikir, idrak, anlayış, kavrayış.
    People are different from animals because they possess the quality of reason .
  6. İsim sağduyu, aklı selim.
    listen to reason = hear reason: söz dinlemek, nasihatten anlamak, makul bir
    şeyi kabul etmek.
    lose one's reason: sağduyusunu yitirmek, aklını bozmak, akılsızca davranmak.
  7. İsim zekâ, akılılık.
  8. İsim, Mantık mantık.
    beyond/past all reasons: tamamıyla matıksız/saçma, akla sığmaz.
  9. İsim, Felsefe us: düşünme, anlama, kavrama yetisi; usavurma, çıkarımlar yapma yetisi; olaylar/kavramlar arasında zorunlu
    bağıntılar kurma yetisi; bağlantıları algılama ve kavrama yetisi.
  10. İsim delil, tanıt.
  11. İsim hak, adalet, insaf.
  12. Fiil sonuç/netice çıkarmak, sunuca varma, anlamak.
    I reasoned that since she had not answered my letter
    she must be angry with me.
  13. Fiil münakaşa/müzakere etmek.
  14. Fiil delil göstermek, (delillerle) kanıtlamak.
aklını yitirmek Fiil
aklını yitirmek Fiil
kendine özgü bir nedeni olmak Fiil
gerekçe İsim, Hukuk
aklını başına toplamak, makul olmak
aklı kılavuz edinmek Fiil
aklı rehber ittihaz etmek Fiil
haklı olarak davranmak Fiil
hak sahibi sıfatıyla hareket etmek Fiil
haklı çıkaran bir neden daha
sebep ileri sürme
nedenlerini açıklamak Fiil
rasyonel çağ: tarihte dinsel, toplumsal ve felsefî sorunları akla dayanarak eleştirme yolu ile çözme eğiliminin hâkim olduğu çağ. İsim
kötü sağlık durumunu ileri sürmek Fiil
yoluyla yordamıyla
nasıl münasebet alırsa
bir sebep belirtmek Fiil
mantığa kulak asmamak Fiil
bir şeye itiraz etmek Fiil
her şeye itiraz etmek Fiil
birinin aklını başına toplatmak Fiil
aklını başına getirmek, makul düşünmesini sağlamak.
esas sebep
haklı olarak şikâyette bulunmak Fiil
akla yatkın
akla aykırı
akla aykırı
çok fahiş fiyata mal olmak Fiil
fiili sebep İsim, Hukuk
belli bir nedenden
bilinmeyen bir nedenle Zarf
herhangi bir nedenle Zarf
sebepli sebepsiz
tevekkeli
bilinmeyen bir nedenle Zarf
çürütülemeyecek sebep
haklı sebep
zorunlu neden
önemli neden
mantıkî olarak, makul düşünülürse.
makul olarak, makul bir şekilde, makul sınırlar içinde.
do anything within reason: makul olan
herşeyi yapmak.
I'll do anything within reason for you but I can't break the law.
belli bir sebep olmaksızın terk edip gitmek Fiil
öğüt dinlemek Fiil
mantıklı davranmak Fiil
aklını kaçırmak.
esas sebep
esas neden İsim
akıllandırmak Fiil
hiç nedensiz
haklı olarak.
He complains with good reason: Haklı olarak şikâyet ediyor.
ağır basan sebep
uşağının patronunu öldürmesi suçu
(Br) kadının kocasını
esas neden
(Kant felsefesinde) salt us: deneyden bağımsız, içinde duyudan hiçbir şey bulunmayan us. İsim
mantık, mânâ, anlam.
without rhyme or reason: mantıksız, mânâsız, anlamsız, saçma, ipsiz sapsız,
durup duruken, hiç sebepsiz.
He said this without rhyme or reason: Bunu durup duruken/hiç sebep yokken söyledi.
There is neither rhyme nor reason about it: Buna hiçbir sebep yok; bu tamamen saçma bir şey.
Love happens irrationally, without the slightest rhyme or reason: Aşk durup duruken/birdenbire geliverir.
muhakeme kuralları İsim
haklı sebep İsim, Rekabet Hukuku
muhakeme kuralları İsim
imana gelmek Fiil
sağlam akıl
özel nedenler
açık/âşikâr/makul/mantıkî olmak.
It stands to reason: besbelli, şüphesiz, görülüyor ki, âşikâr
olarak, makul olarak denilebilir ki, … için makul sebepler var.
It stand to reason that we shall succeed.
makul olmak, akla yatmak.
esaslı neden İsim
yeterli neden
makul olmaya davet edilmesi olanaksız
geçersiz sebep
geçerli sebep
geçerli neden
makul neden, makul sebep, geçerli neden, geçerli sebep İsim
akıldan yoksun
haklı olarak.
He complains with good reason: Haklı olarak şikâyet ediyor.
haydi haydi Zarf
daha da Zarf
iyice Zarf
evleviyetle Zarf
makul/haklı olarak.
He thinks, with reason , that I don't like him.
makul olarak, makul bir şekilde, makul sınırlar içinde.
do anything within reason: makul olan
herşeyi yapmak.
I'll do anything within reason for you but I can't break the law.
makul bir neden olmaksızın, makul bir sebep olmaksızın, geçerli bir neden olmaksızın, geçerli bir sebep olmaksızın Zarf
gerekçe göstermeksizin Zarf
gerekçe gösterilmeksizin Zarf
herhangi bir gerekçe göstermeden Zarf
hiçbir gerekçe göstermeksizin Zarf
durup dururken Zarf
sebepsiz yere Zarf
kadın aklı
kuruntu etmek Fiil
düşünerek bertaraf etmek.
kovulma nedeni
memleketten sürülme nedeni
ceza indirim sebebi İsim, Hukuk
tutuklama nedeni
hikmeti hükümet
düşünüp sonuca/karara varmak, bütün olasılıkları gözönüne alarak düşünmek.
Let's reason the matter out.
birşeyin açıklamasını bulmak Fiil
birşeyin çözümünü düşünmek Fiil
birşeyi açıklamak Fiil
birşeyin çözümünü bulmak Fiil
birşeyi çözmek Fiil
.: birini delillerle ikna edip bir şey yaptırmak/yapmaktan vazgeçirmek.
Try to reason him into going away quietly.
birini bir şey yapmaktan vazgeçirmek Fiil
usa vurmak Fiil
anlamak Fiil
yargısına varmak Fiil
sonucunu çıkarmak Fiil
sonucuna varmak Fiil
inanma nedeni
acaba diye düşünmek Fiil
inandırmak, ikna etmek.
reason with someone: birini delillerle inandırmaya/ikna etmeye çalışmak
iknaya/inandırmaya çalışmak, iyilikle/tatlılıkla yola getirmek.
biriyle tartışmak Fiil
birini mantıklı olmaya davet etmek Fiil
birini makul olması için ikna etmek Fiil
birini makul olmaya davet etmek Fiil
dikkatli davranmak Fiil
nedeniyle, sebebiyle, çünkü, -den dolayı.
... sebebiyle Zarf
... hasebiyle Zarf
... nedeniyle Zarf
...'den ötürü Zarf
... gerekçesiyle Zarf
... neticesinde Zarf
... sonucunda Zarf
yaş nedeniyle
...'e ...'i sebep göstermek Fiil
herhangi bir sebeple Zarf
hangi nedenle olursa olsun Zarf
herhangi bir nedenle Zarf
hangi sebeple olursa olsun Zarf
hiç sebepsiz
durup dururken Zarf
hiç yoktan
sağlık nedeniyle
Bu sebeple,
şikâyet edecek haklı nedeni olmak Fiil
şikâyet edecek haklı nedeni olmak Fiil
imzanın sahihliğinden kuşkulanmak için nedeni olmak Fiil
Bunun nedeni …dir. İsim
Bunun nedeni …dir. İsim
...menin alemi yok. Cümle
şikâyet inde tamamen haklısın