ahı tutmak Fiil
birine değer biçmek, birinin karakter ve yeteneklerini değerlendirmek/sınamak.
I've got his measure: Onu sınadım.
gözlerini ayırmamak Fiil
ağıza götürmek Fiil
(bir şeyi/kimseyi) olduğu gibi kabul etmek, hoş görmek.
We always eat in the kitchen; you'll have
to take us as you find us!
birini örnek almak Fiil
birini taklit etmek Fiil
gelirinden bir meblağ çıkarmak Fiil
birinin bütün zamanını almak Fiil
sözüne inanmak.
halkın gözünde itibarını düşürmek Fiil
(hayretten/heyecandan) donakalmak, nefesi kesilmek, dili tutulmak, heyecan/hayret uyandırmak, (insanın)
nefesini kesmek.
The sheer beauty of the sea took away my breath: Sırf denizin güzelliği karşısında heyecandan donakaldım.
kendi çıkarına bakmak Fiil
parasını dikkatle sarfetmek Fiil
parasını dikkatle sarf etmek Fiil
başınin çaresine bakmak Fiil
kendi kullanmak Fiil
işverenin gözüne girmek için elinden geleni yapmak Fiil
gelirinin büyük kısmını yemek Fiil
gelir inin büyük bir kısmını yemek Fiil
kucaklamak Fiil
hizmetinde olmak Fiil
hizmetine almak Fiil
(a) aklına/kafasına koymak, tasarlamak, niyetlenmek, (b) aklına esmek, düşüncesiz iş yapmak, (c) kavramak,
anlamak, kafasına sokmak.
(yapacağım diye) tutturmak, kafasına/aklına koymak, meram etmek, azmetmek.
aklına koymak Fiil
(bir şey yapmak) aklına esmek.
öfkesini karısından çıkarmak Fiil
arkadaşlarına veda etmek Fiil
aklını kaçırmak, delirmek, çıldırmak.
görünüşe bakmamak Fiil
soyunmak Fiil
sözüne inanmak.
I took you at your word: sözün(üz)e inandım.
(birinin kıymetini takdir etmeden onun yaptıklarını) olağan saymak, istismar etmek.
vb ötürü soluğu kesilmek Fiil
konuşamaz hale gelmek Fiil
yolunu bulmak Fiil
tansiyon bakmak Fiil
(hayretten/heyecandan) donakalmak, nefesi kesilmek, dili tutulmak, heyecan/hayret uyandırmak, (insanın)
nefesini kesmek.
The sheer beauty of the sea took away my breath: Sırf denizin güzelliği karşısında heyecandan donakaldım.
şansıni denemek Fiil
şansını denemek Fiil
seçimi yapmak Fiil
seçiminıyapmak Fiil
cesaret/kuvvet bulmak, canını dişine takmak, bütün cesaretini toplamak, (zor/tehlikeli bir işe) cesaretle atılmak.
birini kendine örnek almak.
üniversiteden mezun olmak Fiil
yola çıkmak Fiil
izin isteyip gitmek Fiil
terhis olmak Fiil
kaygılanmamak Fiil
rahat hareket etmek Fiil
yan gelip yatmak Fiil
hoşlanmak, hoşuna gitmek.
müsaade istemek Fiil
son sömestre sınavlarına girmek Fiil
saygı ile eğilmek, övmek, methetmek, (birinin) üstünlüğünü itiraf etmek, takdir ve hayranlığını ifade
etmek.
I take off my hat to his courage. I take my hat off to him for his new discovery.
birinin üstünlüğünü itiraf etmek Fiil
izne çıkmak Fiil
izne çıkmak Fiil
ayrılmak Fiil
gitmek Fiil
son kez sahneye çıkmak Fiil
izin isteyerek gitmek Fiil
ayrılmak Fiil
gitmek Fiil
izin zni isteyerek gitmek Fiil
müsaade istemek Fiil
üç günlük izin zni alarak gitmek Fiil
birinden izin alarak gitmek Fiil
üç günlük izin zni alarak gitmek Fiil
daima ölümle karşı karşıya olmak, ölüm tehlikesine maruz bulunmak, kelleyi koltuğa almak.
kellesini koltuğuna almak.
hayatını tehlikeye atmak Fiil
master diplomasını almak Fiil
dışarda yemek yemek Fiil
ettiğini bulmak, yaptığı kötülüğün cezasını/ecrini/acısını çekmek, kazdığı kuyuya düşmek,
argo hapı yutmak.
düşüncelerini (hoş olmayan bir şeyden) uzaklaştırmak, aklından çıkartmak, unutmak.
kendi bildiği yolda gitmek Fiil
hakkını almak Fiil
başkalarının öğütlerine kulak asmamak Fiil
kuyrukta sıraya girmek Fiil
şebekeden akımı kesmek Fiil
ilacını almak Fiil
okurlarını sürüklemek Fiil
kafa dinlendirmeye gitmek Fiil
ikametgâh olarak seçmek Fiil
yerine oturmak Fiil
bir sorun hakkında mütalaasını yürütmek Fiil
bir sorun karşısında tutum benimsemek Fiil
bir mektuba dayanmak Fiil
sağlam emsallere dayanarak konuşmak Fiil
bir işi özenerek/itina ile yapmak.
bir işi itinayla yapmak Fiil
'ye doğru gitmek Fiil
sadece bir kimseden emir emr almak Fiil
hemşerilik hakkını elinden almak Fiil
yolcuları bir mevkiden bir başka mevkiye aktarmak Fiil
bilgisiyle övünmek Fiil
yaptığı işle iftihar etmek Fiil
sorunları bir bir ele almak Fiil
aklı kılavuz edinmek Fiil
aklı rehber ittihaz etmek Fiil
yanlışlıkla başkasının şemsiyesini almak Fiil
birine sırlarını açmak Fiil
birine açılmak Fiil
birini çalıştırmak üzere yanına almak Fiil
birini himayeye almak Fiil
birini koruma sına almak Fiil
kol kanat germek Fiil
kolayca başarmak/yapıvermek.
bir konu hakkında milletvekiline başvurmak Fiil
kendisini her şeyden mahrum etmek Fiil
gemi azıya almak, isyan etmek, başkaldırmak, kafa tutmak.
idareyi eline almak Fiil
hakkını kendi eliyle almak, bizzat ihkakı hak etmek, öç almak.
kanunu kendi eline almak Fiil
adaleti kendi eline almak Fiil
dünyayı olduğu gibi kabul etmek Fiil
bozum etmek, küçük düşürmek, yelkenlerini suya indirtmek, gururunu kırmak.
öfkesini yatıştırmak, yelkenleri suya indirmek.
(karşısındakinin) ağzından sözü kapmak; leb demeden leblebiyi anlamak.
You have taken the words out
of my mouth: Ben de tam bunu söyleyecektim.
dünyayı olduğu gibi kabul etmek Fiil
emekliye ayrılınca bahçıvanlıkla uğraşmaya başlamak Fiil
bağrına basmak Fiil
birini coşkuyla karşılamak Fiil
tüymek, tabanları yağlamak, kaçmak, sıvışmak.
tabanları yağlamak, kaçmak, tüymek.
tabanları yağlamak Fiil
kaçmak, tüymek.
birinin mesleğine ket vurmak gelirinin büyük bir kısmını almak Fiil
kendini zorlamak Fiil
kuvvetine fazla güvenmek Fiil
himayesine almak Fiil
çıraklığa girmek Fiil
acı ve eziyete sabırla katlanmak Fiil
ikametgâh edinmek Fiil
göreve başlamak Fiil
göreve başlamak Fiil
çıraklık eğitimine başlamış olmak Fiil
görevine başlamak Fiil
(bir yerde) oturmaya başlamak Fiil
… : gidip … in yanına yerleşmek.
mevki tutmak Fiil
komşularının kavgasına karışmak Fiil
kirişi kırmak (argo) Fiil