a in the a

  1. A başkanlığında
hava değişmesi.
kıskanç, kendi kullanmadığı bir şeyden başkasının yararlanmasını istemeyen kimse.
He is a dog in the
manger: Kıskancın biridir.
deve de kulak
gençlikteki tek tük kaçamak
kuru gürültü, saman alevi, sonuç vermeyen/kısa süren gayret/teşebbüs, sonuçsuz hamle.
iltimas/kayırma başlangıcı.
çapanoğlu.
There's a nigger in the woodpile: Altından çapanoğlu çıkar.
yükselen bir politikacı
ihanet, kalleşlik, kancıklık, arkadan vurma.
yılı zararla kapatmak Verb
iyi bir şeyin zevkini/tadını kaçıran şey.
Çeşitli malların satışı ile ilgili aracılar (NACE kodu: 46.19) Noun, Trades-Professions
günün geç bir saatinde
bir tahtası eksik olmak Verb
başka birinin elinde alet olmak Verb
bir suçlunun elinde oyuncaktan ibaret olmak Verb
bir kavgada daima ön safta olmak Verb
kanunun pençesine yakalanmak Verb
mirasta pay hakkı olmak Verb
basından büyük destek görmek Verb
banka kredisi almak Verb
bir bakanın yetkisi dahilinde olmak Verb
bir aileye sahip olmak Verb
bir kanunun geçerli olduğu bölgede yerleşik olmak
bir kanunun geçerli olduğu bölgede ikamet etmek
gürültülü büyük bir kalabalığın ortasında yalnız kalmak Verb
bir firmada işletme gücü durumunda olmak Verb
bir firmanın yetkilisi olmak Verb
biri adına bir bilet ayırtmak Verb
piyasa boşluğunu kapatmak Verb
piyasadaki bir boşluğu doldurmak Verb
bir sorunu ön plana çıkarmak Verb
tavan arasında oda yapmak Verb
bir dükkândan ilk kez alışveriş yapmak Verb
(US) tapu sicilindeki bir kaydı silmek Verb
bir firma adının ticaret sicilinden silinmesi
bir oyunda rol taksimi yapmak Verb
suyu geçerken at değiştirmek, önemli bir işin ortasında iken hareket plânını değiştirmek.
bir firmanın yönetiminde değişiklikler Noun
Kongrede çoğunluğu elinde tutmak Verb
yaya geçidinden güvenle karşıya geçmek Verb
bir kitabın içindekileri başka bir şekilde düzenleyip sunmak Verb
kitaplıkta bir kitabın yerini değiştirmek Verb
kütüphanede bir kitabı yerinden başka bir yere koymak Verb
bir kimsenin meşru hakkını kullanmasını engellemek Verb
Beleş atın dişine bakılmaz. Sentence
(Br) hazineye bir çek keşide etmek Verb
piyangoda ikramiyeyi çekmek Verb
tek yönlü yolda ters gitmek Verb
bir yoldaki tıkanıklığı gidermek Verb
defterlerde devir yapmak Verb
bütün durumları tek bir formül içinde toplamak Verb
bir şirket sermayesindeki işçilerin parası
bir savaşta orduya katılmak Verb
bir kuyudaki suyu boşaltmak Verb
şantajcı eline düşmek Verb
makine yapım hatası Noun
kablo izolasyonu hatası Noun
kablo izolasyon hatası Noun
çorbasında saç bulmak Verb
piyasada daha büyük bir yer işgal etmek Verb
piyasanın büyük payını ele geçirmek Verb
(Br) iyi bir memuriyet elde etmek Verb
iş hayatında başarılı olmak Verb
sınavda geçer not almak Verb
hükümet hizmetine girmek Verb
gözüne yumruk yemek Verb
hasat sırasında iş bulmak Verb
konuşmanın ortasında takılıp kalmak Verb
birinin sinirine dokunmak Verb
birinin böğrüne dirsek vurmak Verb
(US) ekonomiyi canlandırmak için bir önlem almak Verb
ekonomiyi canlandırmak için bir önlem almak Verb
yatırımları yönetmede hükümete daha büyük yetki vermek Verb
taşıt ücretini yarı yarıya bölüşmek Verb
taşıt ücretini yarıyarıya bölüşmek Verb
ağzı acı olmak Verb
(US) borsada iyi tanınmak Verb
açık vermek Verb
diplomasi hayatında seçkin bir mevkii olmak Verb
kırk tarakta bezi olmak Verb
film çevirmiş olmak Verb
(a) ilişiği/çıkarı olmak, (b) katılmak, iştirak etmek, (bir işe) karışmak/ burnunu sokmak, müdahale etmek,
(c) çorbada tuzu olmak, dahli/etkisi olmak, (işin içinde) parmağı olmak.
bir işe karışmak.
evde yeterli erzak bulundurmak Verb
üzüntüden boğazı tıkanmak/düğümlenmek, tıkanır gibi olmak.
(US) ipoteği tapu siciline kaydettirmek Verb
sayfiyeye kaçmak Verb
kabinede sandalyesi olmak Verb
kabine de sandalyesi olmak Verb
kârda payı olmak Verb
sayfiyede küçük bir mülkü olmak Verb
piyangoya para yatırmış olmak Verb
gıcık tutmak Verb
yönetimde söz sahibi olmak Verb
yönetimde rolü olmak Verb
tahtası eksik olmak Verb
bir üretimde yegâne hak sahibi olmak Verb
bir üretimde tekel hakkına sahip olmak Verb
düşmandan gizlenmek için küçük bir çukura girmek Verb
kurallarla toplantı yapmak Verb
kurallara uygun olarak toplantı yapmak Verb
ortaklığın malını emaneten muhafaza etmek Verb
bir ortaklığın malını emaneten muhafaza etmek Verb
havanın düzelmesini beklemek Verb
bir meblağ karşılığında
trenin baş kısmında
savcı rolünde
bir parmak oynatmayla
bir geminin dümen suyunda
bir ülkenin içişlerine müdahale etmek Verb
bir ülkenin içişlerine karışmak Verb
bir bankanın yönetimini birine vermek Verb
bir bankanın yönetimini birine tevdi etmek Verb
bir suikasti hazırlık aşamasındayken akamete uğratmak Verb
ağızda kötü tat bırakmak Verb
ağzında kötü tat bırakmak Verb
soru yu bir kenara bırakmak Verb
bir soruyu bir kenara bırakmak Verb
gemiyi kaderine bırakmak Verb
görünmeden sessizce
sayfiyede sessiz sakin bir hayat sürmek Verb
kılı kırk yarmak, hediyede kusur aramak.
Don't look a gift horse in the mouth: Beleş atın dişine
bakılmaz (Hediyede kusur aranmaz).
hediye edilen atın dişine bakmak, hediyeyi beğenmemek, bulup da bunamak.
telefon rehberinde bir numara aramak Verb
programda bir değişiklik yapmak Verb
programda bir değişiklik yapmak Verb
takvimde bir tarihi işaretlemek Verb
ünlenmek, ünü yayılmak, meşhur olmak.
fiyatta indirim yapmak Verb
bütün bir mesafeyi bir hafta içinde almak Verb
evde yiyecek kırıntı olmamak Verb
kasada metelik olmamak Verb
hediyede kusur aranmaz
katalogdaki kalemleri numaralamak Verb
bir katalogdaki kalemleri numaralamak Verb
bir yarışmada birincilik ödülü almak Verb
bir davada davacı lehine hüküm vermek Verb
bir davada davacı lehine karar vermek Verb, Law
bir eserde hatalar bulmak Verb
bir davayı avukatın ellerine emanet etmek Verb
bir soruyu toplantının sonuna bırakmak Verb
soru yu toplantının sonuna bırakmak Verb
yükselen konjonktürü eğmek Verb
bir çocuğu cezaya dikmek.
gazeteye ilan vermek Verb
birini hayatını kazanacak bir işe koymak Verb
bir kitabı yazıldığı dilde okumak Verb
körkütük sarhoş olmak Verb
soruna başka bir açıdan bakmak Verb
kâğıtları toparlayıp bir çekmeye tıkmak Verb
kalabalıkta bir arkadaşı tespit etmek Verb
yarışta kimin birinci geleceğini tahmin etmek Verb
otobüste bütün yol boyunca ayakta gitmek Verb
görülmemesi olanaksız olmak Verb
bir anomim şirket namına dava açmak Verb
bir hırsızı suçüstü yakalamak Verb
bir işe iştirak etmek Verb
müzakereye katılmak Verb
işe kendi el atmak Verb
işe bizzat kendi de el atmak Verb
yönetimde önemli bir yer işgal etmek Verb
masraflara katılmak Verb
kafadan atmak.
bir yolcuyu gece konaklatmak Verb
durumu hemen kavramak Verb
geçici olarak bir mevkiin görevlerini üstlenmek Verb
bir suça iştirak edenler Noun
şehir için için kaynıyor
yolda viraj var
Odada ağlamayan yoktu.
bir ülkedeki özgürlüğü kısmak Verb
işleri kösteklemek Verb
tapu sicilindeki bir kaydı silmek Verb
tapu sicil inde bir kaydı silmek Verb
bir şirket menfaatine yabancı memlekete gitmek Verb
şirket menfaatine yabancı memlekete gitmek Verb
bir konuyu toplantının sonuna bırakmak Verb