below

  1. -den aşağı, aşağıya, aşağıda(n), alçak.
    below the knee: dizden aşağı.
    look out below: aşağıya
    bak.
    They live 2 floors below: 2 kat aşağıda oturuyorlar.
    below we could see the walley: Aşağıdan vadi görülür.
    voices from below: aşağıdan gelen sesler.
    below one's breath: alçak sesle.
  2. alt(ta) altında, alt kat(a), alt katta(n).
    the tenants below: alt kattaki kiracılar.
    to go
    below: alt kata gitmek.
    below cost : maliyetin altında.
    below freezing: donma derecesinin altında.
  3. yeryüzü(nde), dünya(da).
    the fate of the creatures below: yeryüzündeki yaratıkların kaderi.
  4. cehennem(de).
    (in hell) down below: cehennemde.
  5. (belgelerde) aşağıda, daha sonra, badema.
    as stated below: aşağıda beyan edildiği üzere.
    This
    will be explained below: Bu, daha sonra/aşağıda izah edilecektir.
  6. (rütbe, derece, kademe vb.) aşağı, dun.
    He was demoted to the class below: Bir aşağı sınıfa indirildi.

    officers of the rank of major and below: binbaşı ve daha aşağı rütbeli subaylar.
  7. Theatre sahne aşağısı.
  8. Zoology karın, gövdenin alt kısmı.
  9. tenezzül.
    It would be below my dignity to speak to him: Onunla konuşmaya tenezzül etmem.
fısıltı ile, yavaş sesle.
to swear under one's breath: yavaş sesle (içinden) küfretmek.
to
protest under one's breath: homurdanmak.
sosyal düzeyi daha aşağı olan biriyle evlenmek Verb
aşağıda yer alan hükümler uyarınca değiştirmek Verb
mahkeme celbine uyarak çıkması için polise verilen kefalet
davanın cereyanı esnasında yapılan tebligat üzerine tutuklanan birinin serbest bırakılarak duruşmaya
polise verilen kefalet
asliye mahkemesi
bidayet mahkemesi
bir alt rütbeye indirmek Verb
değersizleşmek, değerini/kıymetini yitirmek, aşağılanmak.
aşağıdaki kanun hükümlerine göre
aşağıda sözü edilen hükümler çerçevesinde
aşağı da adı geçen
aşağıda kaydı geçen
alttan görünüş
birinin rütbece altında olmak Verb
birinin rütbe ce altında olmak Verb
aşağıda tarif edilen
bir geminin güvertesinden aşağıdaki kamaraya götürmek Verb
aşağı veya mağdur derecesindeki kaza yetkisini haiz mahkeme
alt kat
aşağı
vardiya dışı
istirahat eden vardiya
ortalamanın altında
vasatın altında
beklentilerin altında Adjective, Economics
defnedilmiş
toprak altında
gömülmüş
normalin altında
başa baş değer altı
paritenin altında
başa baş kıymetten aşağı
başa baştan aşağı , (az)
başabaşın altında
merdiven altı
merdiven altı (özellikle evin hizmetçi ve uşaklara ait kısmı
ayarsız
standardın altında
normal gücü altında
kurallara aykırı.
hit below the belt: (a) (boks) belden aşağı vurmak, (b)
mec. alçakça/kahpece hareket etmek.
(bilanço) sermaye kalemlerinin bütçenin alt tarafında gösterilmesi
müşterilere doğrudan mektup yazılması
reklam ajansına komisyon ödenmesini gerektirmeyen sergiler
gösteriler düzenlenmesi
reklam malzemesi dağıtımı gibi reklamcılık çalışmaları Noun
vasatın altında
fakirlik sınırının altında Noun, Economics
değerinin altında
değer inin altında
kapasitenin üçte ikisinin altında çalışmak
standardın altında olmak Verb
(askerlik) kadro mevcudu yetersiz olmak Verb
vasatın altında olmak Verb
ufuk çizgisinden batmak Verb
güverteyi terk ederek kamaralara inmek Verb
(a) haksızlık/kalleşlik etmek, (b) (boksta) kurallara aykırı davranmak.
asıl değerinden düşük sigorta ettirmek Verb
başa baş değerinin altında emisyon
başabaş değerinin altında emisyon
asgari standardın altında yaşamak Verb
bel altına vurmak Verb
üretim hedeflerini gerçekleştirememek Verb
önceki yıl düzeyleri altında kalmak Verb
değerinin altında kiralamak Verb
değer inin altından kiralamak Verb
maliyetinden aşağı satış
fiyatının altında satmak Verb
fiyatınin altında satmak Verb
maliyetin altında satma Noun, Competition Law
maliyet fiyatının altında satış
aşağı da adı geçen
  1. inf.