normal alışkanlıklarına ters düşen
polis nizamnamesine aykırı
yaygın kanının aksine
Adverb
yaygın inanışın aksine
Adverb
yaygın kanaatin aksine
Adverb
bir kanuna aykırı hareket etmek
Verb
talimatlara aykırı hareket etmek
Verb
talimata aykırı hareket etmek
Verb
kanuna aykırı hareket etmek
Verb
beklentilerin tersine olmak
Verb
kamu çıkarına aykırı kısıtlamalar
Noun
kamu menfaatine aykırı kısıtlamalar
Noun
duruşma hâkiminin hukuki sorunlara ilişkin talimatına aykırı jüri kararı
aksine bir hüküm olmadığı takdirde
aksine delil olmadığı takdirde
aleyhine delil olmadığı takdirde
aksini belirtmediğiniz takdirde
aksi sabit olduğu takdirde
tersini ispatlayacak delil bulunmadığından
mukabil delil olmadığı takdirde
tersinıispatlayacak delil bulunmadığından
aksini ispatlayacak delil bulunmadığından
aksine bir hükmü bildirme
aksine herhangi bir hüküm olsa dahi
aksine bir hüküm olsa dahi
bu belgede yer alabilecek aksi yöndeki hükümlere bakılmaksızın
Adverb, Law
Burada yer alabilecek aksi yöndeki herhangi bir hükme bakılmaksızın
Adverb, Law
...'de yer alabilecek aksi yöndeki hükümlere bakılmaksızın
Adverb, Law
...'de yer alabilecek aksi yöndeki hükümlere bakılmaksızın
Adverb, Law
yukarıda aksine bir hüküm olsa dahi
Adverb, Law
karşı delil göstermek
Verb
karşıt kanıt göstermek
Verb
dünya kurulduğundan beri
Adverb
aksi(ne/ni), tersi(ne/ni), zıddı(na), nakzeden, başka türlü.
He may be blameless, but the evidence points to the contrary. If you don't hear to the contrary, I'll meet you at 7.00 o'clock outside the theater.
I have nothing to say to the contrary: Buna karşı hiçbir diyeceğim yoktur.
aksi belirtilmedikçe
Adverb, Law