danger

  1. Noun tehlike, muhatara.
    in danger: tehlikede.
    He is in (great, real, etc.) danger of losing all
    his money if he continues to gamble.
    out of danger: tehlikeyi atlatmış.
    be out of danger: tehlikeyi atlatmak.
    My father was seriosly ill, but now he is out of danger.
  2. Noun tehlikeli şey, tehlike hali/sebebi.
    danger area/zone: tehlikeli bölge.
    danger, keep out!:
    Tehlike, yanaşmayınız!
    There is a danger of fire: Yangın tehlikesi vardır.
  3. Noun yetki, salâhiyet, yetki alanı.
hayatı için endişe etmek Verb
hayatı için endişe etmek Verb
açık ve yakın tehlike Noun, Law
görünür tehlike
manevi tehlikede bulunmak Verb
ölümle sonuçlanabilecek tehlike içinde olmak Verb
tehlike dışında kalmak Verb
basireti bağlanmak Verb
açık ve yakın tehlike Noun, Law
kamu için tehlike oluşturmak Verb
(gemi) tehlike
kendini tehlikeye maruz bırakmak Verb
olağanüstü tehlike
tehlikesiz
ciddi tehlike
birini tehlikeye karşı korumak Verb
tehlikeye karşı korumak Verb
bir tehlike sezmek Verb
tehlikeyle karşı karşıya olan kültür değerleri Noun
derhal yer alması beklenen ve muhtemel tehlike (meşru savunma koşullarından birini oluşturur
şu anki tehlike
yakın tehlike Noun, Law
tehlikede
tehlike karşısında
tehlike karşısında
azami tehlike durumunda
tehlikeye maruz bırakmak Verb
bir tehlikeyle karşılaşmak Verb
enflasyon tehlikesi
enflasyon tehlikesi
bir şeyin bünye ve niteliği gereği gösterdiği tehlike
tehlikeden uzak durmak Verb
hayat tehlikesi
aşikâr tehlike
tehlikeyi atlatmış
tehlikeden uzak
tehdit eden tehlike
yaklaşan tehlike
kendini tehlikeden korumak Verb
bir tehlikeye karşı tedbir almak Verb
bir tehlikeyi hesaba katmak Verb
tehlike işareti
tehlike sosi
tehlikeli durum
tehlike kaynağı
tehlike kaynağı
gereksiz yere gönüllü olarak kendini tehlikeye atma Noun
savmak Verb
tehlike bölgesi
tehlike zammı
ağır hastalar listesi
tehlike bildirileri (buz , tehlikeli şekilde yüzer cisim , tehlikeli tropik fırtınaları gibi seyre doğrudan
doğruya tehlike teşkil eden hususların rap
tehlike bildirileri Noun
tehlikeli bir iş yapmanın karşılığında fazladan alınan para
tehlikeli bir iş yapmanın karşılığında alınan para
tehlikeli bir iş yapmak için fazladan alınan para
kaçma tehlikesi
iflas tehlikesi
iflas tehlikei
kırılma tehlikesi
kırılma tehlikei
enflasyon tehlikesi
enflasyon tehlikei
ölüm tehlikesi
savaş tehlikesi
tehlike noktası Noun
(demiryolları) tehlike sinyali
tehlike işareti
tehlike sinyali
tehlike işareti
tehlikeli nokta
ölüm tehlikesi
geminin seferine tehlike teşkil eden durumlar
tehlike uyarısı
tehlike bölgesi
(denizcilik) uyarı belgesi
tehlikeli bölge zammı
(politika) kriz
toplum için bir tehlike oluşturmak Verb
toplum için tehlike oluşturmak Verb
(hastane) ağır hastalar listesinde olmak Verb
gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda Adverb, Law
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Adverb, Law
bir görevin tehlikesini asgariye indirmek Verb