southern

English-Turkish Translation

  1. Adjective güney
  2. Adjective cenup (outdated)
  3. güney+, güneysel, cenubî, güneyde bulunan, güneyden gelen/esen, güneye ait.
  4. Astronomy güney gökküresinde bulunan.
  5. güneyli, ABD'nin güneyinde doğan/ yaşayan.
  6. güneyli şivesi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Southern Cross
cross ile ayni anlama gelir. (Güney) Çapraz Burcu.
southern Crown
Güney Taç burcu.
southern cypress
kel selvi
(Toxodium distichum): G ABD'de yetişen, gemi inşaatına elverişli sert keresteli ağaç. Noun
southern europe
Güney Avrupa
southern exposure
(evin) güneye bakması
southern Fish
Güney Balık burcu.
southern Hemisphere
Güney yarımküresi.
southern lights
güney fecri: Güney yarımküresinde geceleri gökyüzünde görülen renkli ışıklar.
southern lights
güney kızıllığı: güney yarımküresinde geceleri gökyüzünde görülen renkli ışıklar.
Southern Ocean
Güney Okyanusu Noun, Geography
to have a southern aspect
(evin) güneye bakması
with southern aspect
güneye bakan (ev
Deputy Directorate General for Southern Asia
Güney Asya Genel Müdür Yardımcılığı Noun, Organizations
Greek Cypriot Administration of Southern Cyprus
GKRY Proper Name, Organizations
Greek Cypriot Administration of Southern Cyprus
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Proper Name, Organizations
Greek Populated Southern Part of Cyprus
Güney Kıbrıs Rum Kesimi Proper Name, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. S
Turkish-English translations from Zargan's own database