wandering

  1. avare/başıboş dolaşan.
  2. göçebe, gezginci.
    wandering tribes.
  3. kıvrıntılı, kıvrılarak giden.
    a wandering river. The wandering course of a stream.
  4. avarelik, başıboş gezme, gayesiz dolaşma.
  5. wanderings: (a) başiboş dolaşma, sürtme, sürtüklük, (b) sayıklama, tutarsız konuşma/düşünme, hezeyan,
    birbirini tutmaz söz ve düşünceler.
ak albatros
(Diomedea exulans): Güney sularında bulunan ak tüylü iri kuş.
(a) yurtsuz Yahudi: Hazreti İsa'ya hakaret ettiği için ilelebet avare dolaşmaya mahkûm edilen Yahudi,
(b)
bot.
Wandering-jew şeklinde de yazılır. telgraf çiçeği
(Tradescantia fluminensis, Zebrina pendula).
avareleşmek Verb