yalan dolanla kendine yol açmak
Verb
bütün engellere karşın yolunda gitmeye devam etmek
Verb
hayatta başarı kazanmak
Verb
dünyada başarı kazanmak
Verb
şahsi irtifak teşkil eden mürur hakkı
birine göre hiç de aşağı olmamak
Verb
tek yönlü yolda ters gitmek
Verb
on yılda kendini ödemek
Verb
işleri kötüye gitmek
Verb
olanakların en iyisine sahip olmak
Verb
tamamıyla kendinden geçmek
Verb
önemli çapta iş yapmak
Verb
kötü bir ruh haleti içinde olmak
Verb
deniz ticaretiyle uğraşmak
Verb
engel olmak, ayak altında olmak.
her bakımdan standart da uygun olmak
Verb
her bakımdan standarda uygun olmak
Verb
yaşama biçimini değiştirme
küçük çapta iş çevirmek
Verb
bilimin ilerlemesinde küçük bir katkısı olmak
Verb
çok cömertçe ağırlamak
Verb
siz bilirsiniz, nasıl isterseniz öyle olsun, bildiğin gibi yap.
haberleri dolaylı olarak duymak
Verb
haberleri dolaylı olarak duymak
Verb
kötü bir durumda, tehlikede, çok hasta.
ufak ölçüde, küçük mikyasta.
bir bakıma.
in someone's way: (birine) engel, mani, ayak bağı.
be/get in someone's way:
engel/mani/ayak bağı olmak, önüne geçmek.
genellikle, normal/genel olarak, normal koşullar altında.
=
the worst way k.d. pek çok, ziyadesile, adamakıllı, fena halde.
He wanted a warm coat for the winter in the worst way.
mütevazı hayat sürmek
Verb
sakin bir hayat sürmek
Verb
mütevazı hayat sürmek
Verb
mütevazi bir hayat yaşamak
Verb
birinin mesleği kapsamı içinde olmamak
Verb
birini doğru yola sokmak
Verb
bir şeyi temin etmek
Verb
birini hayatını kazanacak bir işe koymak
Verb
otobüste bütün yol boyunca ayakta gitmek
Verb
birinin önünü kesmek
Verb
büyük çapta ticaret yapmak
Verb
nabzına göre şerbet vermek
Verb