Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

sen
Japon kuruşu, 1/100 yen. İsim
sen
Kamboçya kuruşu, 1/100 riel. İsim
sen
İndonezya kuruşu, 1/100 rupiah. İsim
sen.
senate.
sen.
senator.
sen.
senior.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. light
  2. happy
  3. pleasant
  4. lively
  5. cheerful
  6. amused
  7. merry
  8. animated
  9. good
  10. festive
  11. hilarious
  12. airy
  13. boon
  14. holiday
  15. playful
  16. cheery
  17. gay
  18. jovial
  19. halcyon
  20. Sıfat vivacious
  21. crank
  22. Sıfat jaunty
  23. lusty
  24. convivial
  25. gleeful
  26. perky
  27. animate
  28. upbeat
  29. chirpy
  30. blithe
  31. frisky
  32. rattling
  33. chippy
  34. merrymaking
  35. chipper
  36. jocose
  37. festal
  38. jocund
  39. canty
  40. galliard
  41. frolicsome
  42. mercurial
  43. sunny
  44. riant
  45. coltish
  46. blithesome
  47. rident
  48. sanguineous
  49. eupeptic
  50. gamesome
  51. heartsome
  52. vogie
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

şen görünmek
to perk up Fiil
şen şakrak
vivacious Sıfat
şen şuh davranmak
to play loosely Fiil
...sen ölmezsin.
It wouldn't kill you to ...
...sen ölür müsün?
Would it kill you to ...?
adam sen de
never mind ! take it easy
Bak sen
oho
Bittin sen.
You're dead to me.
hadi canım sen de
like hell
hadi canım sen de
get along with you !
haydi canım sen de
come along
mahkemenin belirli bir hususu re'sen nazara alması
judicial notice
Ne diyorsun sen ya?
What are you talking about?
Ne içtin sen?
Are you high?
Öldün sen.
You're dead to me.
re'sen
on its own initiative Zarf
re'sen
ex officio İsim, Hukuk
re'sen
on its own motion, of its own motion, sua sponte Zarf, Hukuk
re'sen
sua sponte Zarf, Hukuk
sen
you
sen
thou
sen
thee
Sen başlattın.
You started it.
sen beni kolla ben de seni kollayayım
scratch my back and I will scratch yours
Sen benim için yoksun artık!
I'm finished with you!
Sen benim için yoksun artık!
You're dead to me!
sen bilirsin
OK
sen bilirsin
if that's what you think is right
sen bilirsin
I leave it up to you
Sen bilirsin.
It's your call.
Sen bilirsin.
Your call.
Sen bilirsin.
As you wish.
Sen bu işe burnunu sokma!
Stay out of it! Cümle, Deyim
Sen bu işe karışma!
Stay out of this! Ünlem, Deyim
Sen burnunu sokma!
Stay out of this! Ünlem, Deyim
Sen de gelsene.
Wanna come along?
Sen giderken ben dönüyordum.
I wasn't born yesterday. Cümle, Deyim
Sen haklısın.
Anything you say. Cümle
Sen istediğin kadar itiraz et
Like it or not, Whether you like it or not Zarf
Sen istediğin kadar karşı çık
Like it or not, Whether you like it or not Zarf
Sen karışma!
Stay out of it! Cümle, Deyim
Sen kendi işine baksana!
When did I ask you? Cümle, Deyim
Sen kendi işine baksana!
Did I ask you? Cümle, Deyim
Sen kendi işine baksana!
Nobody asked you! Cümle, Deyim
sen kendin
thyself
Sen nasıl istersen.
Anything you say. Cümle
Sen ne dersen de
Like it or not, Whether you like it or not Zarf
Sen neden bahsediyorsun?
What are you talking about?
Sen olsan ne yapardın?
What would you do if you were me?
sen onu benim külahıma anlat
tell it to the marines
sen onu benim külahıma anlat
tell that to the horse- marines
sen sen ol
never
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Hâlinde ve davranışlarında yaşamaktan aldığı zevkin ... ve güler yüzlü, neşeli
  2. İş, fiil
Kubbealti Akademisi Kültür ve Sanat Vakfi isbirligiyle yayinlanan özet bilgilerdir. Kelimenin kökeni, tüm anlamlari ve örnek cümleler için www.kubbealtilugati.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

sen
Tekil ikinci şahsı gösterir