menfaatlerine sahip çıkmak
Fiil
canlanmak, neşelenmek, coşmak.
sözleşmeyi sürdürmek
Fiil
bir sözleşmeyi sürdürmek
Fiil
patent hakkını sürdürmek
Fiil
bir patent hakkını sürdürmek
Fiil
bir sigorta poliçesinin geçerliğini sürdürmek
Fiil
(a) acele etmek, atik davranmak, hızlı hareket etmek, (b) uyanık/tetikte/zinde/dikkatli olmak, gözünü
dört açmak.
look alive! Dikkat et! canlan! gayret et!
birinin hâlâ hayatta olduğunu kanıtlamak
Fiil
canlı olarak kurtarmak
Fiil
(a) insafsızca parasını yolmak, soyup soğana çevirmek, (b) azarlamak.
hayatta kalmak, sağ kalmak
Fiil, Biyoloji
canlı, uyanık, haberdar, müteyakkız.
to be alive to: farkında olmak, hissetmek.
He is not only breathing but quite alive to what is happening around him.
dolu, kaynaşan.
The river is alive with fish: Nehirde balıklar kaynaşıyor.
haydi! çabuk ol! kımılda! sallanma!
Look alive! We haven't got all day! Çabuk ol! Fazla vaktimiz
yok (Bütün gün seni bekleyemeyiz)!
Ayol! Hey mübarek! Fesüphanallah! Nasıl olur!
Man alive! Where have you come from? Ayol, nereden
çıktın?
Man alive! Is it you? Fesüphanallah! Ayol bu sen misin?