ölüm döşeğinde olmak
Fiil
yatak istirahati
İsim, Tıp
birine kendi iradesine boyun eğdirmek
Fiil
hastalıktan veya yaşlılıktan ölmek
Fiil
(hastalıktan) yataktan çıkmamak
Fiil
yaptıklarından sorumlu olmak, kuyusunu kendi eliyle kazmak, kazdığı kuyuya düşmek.
You've made your bed, now lie in it: Bile bile yaptın, şimdi âkibetine katlan.
özellikle hastalıktan iyileşmek için yatağa yatmaya gitmek
Fiil
billboard ile ayni anlama gelir. çapa yatağı.
(muziplik için) karmakarışık edilmiş yatak.
kısa çarşaflı yatak (şaka için yapılır).
katlanıp kutu şekline sokulabilen yatak.
İsim
üst üste bir kaç yataktan biri
yatak takımlarını değiştirmek
Fiil
çarşafları değiştirmek
Fiil
nevresim takımını değiştirmek
Fiil
dere yatağı
İsim, Coğrafya
(gündüz kanape, gece yatak olarak kullanılan) divan, sedir.
İsim
katlanıp kaldırılan yatak
çekilince yatak olan kanepe
iki kişilik yatak/karyola.
İsim
birini zorla yatağından çıkarmak
Fiil
(su) süzme/arıtma/tasfiye havuzu.
ocak, demirci ocağı.
İsim
ters taraftan kalkmak: (o gün için) aksi/huysuz olmak, aksiliği/huysuzluğu üstünde olmak.
Never try to reason with him when he's gotten up on the wrong side of the bed: Huysuzluğu üstünde iken makul yoldan onu iknaya çalışma.
(a) yatmak, (b)
bas. baskıya gitmek, (c) cinsî münasebette bulunmak, beraber yatmak.
hastahane yatağı, hastanın değişik konumlarda yatabilmesi için üç parçası değişik eğimlerle ayarlanabilen özel yatak.
(a) yatakta, (b) cinsî münasebet halinde,
kaba sikişirken.
They were caught in bed.
yoğun bakım yatağı
İsim, Tıp
(hastalık nedeniyle) yataktan çıkmamak
Fiil
keyway ile ayni anlama gelir. yiv, kama yuvası.
asma yatak, yükseğe kaldırılmış yatak.
yatak hazırlamak, yatağı düzeltmek, yatağa çarşaf vb. yaymak.
(a) zifaf yatağı, yeni evlilerin ilk gece yattıkları yatak, (b) nikâhın verdiği hak ve vazife.
gizlenebilir yatak: kapanıp yüklük içinde saklanabilen yatak.
İsim
çocuğu yatağına götürmek
Fiil
(hastane , Br) özel ücretli yatak
(Br) (hastanede) paralı yatak
(maden ocağı) verimli ocak
çekyat
İsim, Mobilya Sanayii
(a) yatağa koymak/yatırmak, (b)
bas. kalıpları baskıya hazırlamak, (c)
argo (gazete, dergi vb.) baskıya hazırlamak.
yatağına yatırmak, (b) baskı için son hazırlıkları yapmak.
katlanıp duvara giren yatak
kullanılmadığı zaman duvarın içine katlanarak gözden kaybolan yatak
çekyat
İsim, Mobilya Sanayii
bazalı yatak
İsim, Ev Ürünleri
dere yatağı
İsim, Coğrafya
çadır gibi tavanı olan yatak
truckle ile ayni anlama gelir. trundle bed
(karyolanın altına sürülebilen) tekerlekli yatak.
İsim
(karyolanın altına sürülebilen) tekerlekli yatak.
İsim
katlanıp duvarın içine sokulan yatak
iki kişilik bir odadaki tek kişilik iki yataktan her biri
yatak olarak kullanılan içi su dolu büyük plastik torba
yatma ve yeyip içme.
He paid only $90 a week for his bed and board .
evliliğin/bir evin sorumlulukları/masrafları.
He said he would not be responsible for his wife's debts after she left his bed and board: Karısının evi terkettikten sonra yaptığı masraflardan sorumlu olmayacağını söyledi.
yatak ve sabah kahvaltısı
(Br) Londra Menkul Kıymetler Borsası'nda bir yatırımcının bir grup hisse senedini o gece satması ve ertesi
sabah açılışta aynı grup hisse senedini ger
oda kahvaltı
İsim, Turizm
(vergiden kurtulmak için) bir gün satılan hisselerin ertesi gün geri alınması.
borsada hisse satıp aynı anda ayrı bir işlemle geri alma
yatak tahtası: sert durması için yatak ve somya arasına konulan tahta.
İsim
yatak arkalığı: kötürümlerin yatakta oturabilmesi için yatağa takılan ayarlanabilir arkalık.
chair bed ile ayni anlama gelir.
İsim
(gece) yatak yoklaması.
İsim
şüpheli alacakların iptali
(a) (insan veya hayvan için) yatak yapmak.
to bed down a horse. (b) gidip yatmak.
They put out the fire and decided to bed down for the night: Ateşi söndürdüler ve gidip yatmaya karar verdiler.
yatak çarşafı ve yastık kılıfı.
İsim
korniş veya saçak altı süs şeridi
İsim
son derece güç ve rahatsızlık verici bir durum
gül gülistan: tamah edilecek şey, rahat ve lüks mevki veya iş. (Çok defa alay için kullanılır).
güllük gülistanlık: rahat ve âsude zaman/yer/durum.
Life is no bed of roses: Bu dünya her zaman
güllük gülistanlık değildir.
(fidanları) geniş yere (tarhlara) dikme(k), seyreltme(k).
Will you help me to bed out the plants?
(banknot) baskı levhası
İsim
yüklük, yatak koymağa mahsus kapılı/perdeli bölme.
İsim
(hastalık vb. halinde) yatakta istirahat.
İsim
yatak odası
İsim, Mimarlık
hem oturma hem yatak odası
İsim
(Br) hem oturma hem yatak odası
İsim
sabit değirmentaşı: buğdayı öğüten değirmentaşının üstünde döndüğü sabit taş.
İsim
bazalı yatak
İsim, Ev Ürünleri
hastalığa yakalanıp yatağa düşmek
Fiil
hastalanıp yatağa düşmek
Fiil
ölüm döşeğinde verilen ifade
hastaneye bir yatak bağışlamak
Fiil
(matbaacılıkta) düz baskı
solundan/ters tarafından kalkmak.
huysuz/hırçın olmak, herkesi terslemek, yatağın ters tarafından kalkmak.
He was born on the wrong side of the blanket: O piç olarak doğdu.
otel yatağı otel yemek salonu
beklenmeyen konuklar için yatak hazırlamak
Fiil
istiridye yatağı, denizin sığ sularında istiridye yetiştirilen yer.
şüpheli alacaklardan doğan zararların karşılandığı ihtiyat hesabı
yatakların ve birlikte yeme içmelerin ayrılması
(evli çift) yataklarının ve birlikte yeme içmelerinin ayrılması
garip yatak arkadaşları (ortadaki koşullardan ötürü birlikte çalışmak zorunda kalan hasımlar
İsim