lamel (mikroskopta numunenin altına sıkıştırıldığı küçük cam)
İsim, Test ve Ölçüm
hareketlerine kanunilik süsü vermek
Fiil
lamel (mikroskopta numunenin altına sıkıştırıldığı küçük cam)
İsim, Test ve Ölçüm
izini belli etmemek/gizlemek/örtmek, gizlice/sezdirmeden yapmak.
çeşitli sonuçlar için bahse girerek kayıp olasılığını azaltmak.
galoş
İsim, Kişisel Bakım ve Hijyen
doğanın sağladığı gizlenme olanakları
İsim, Askerlik
(askerlik) doğanın kendinin sağladığı gizlenme olanakları
İsim
hava/uçak himayesi, himaye uçağı
İsim
arka kapak
İsim, Reklamcılık
(hayvan) saklandığı yerden fırlayıp kaçmak.
fırlayıvermek, (saklandığı yerden) birdenbire çıkmak.
The fox broke cover and the chase was on.
bir dergi ya da gazetenin ön kapağının içi
bir katastrofik olaydan ileri gelen hasarlar birikimine karşı Sedan şirketin konservasyonunu aşan kısmı
belirli bir limite kadar temin eden bir tür ha
iki misli artırılmış sigorta teminatı
toz örtüsü/kılıfı, eşyaları tozdan korumak için üzerlerine örtülen bez/plastik vb..
İsim
sayfaların kenarından öteye taşan küçük kitap ya da broşür kapağı
ilk kapak (bir derginin ön dış kapağı
ilk gün damgasiyle damgalı pul/zarf.
İsim
sayfaları ile aynı büyüklükte olan kitap
döviz satın alanı veya satanı beklenmeyen kur değişikliklerinden korumayı amaçlayan ileriye yönelik bir
döviz anlaşması düzenlemesi
dördüncü kapak (bir reklam kampanyasında birçok tip medyanın kullanılması
altın teminatı (kuvertürü
regülatör kapağı
İsim, Ulaşım
toprağa yakın kalın bitki örtüsü.
İsim
çimen yerine yetiştirilen bodur bitki.
İsim
toprak örtüsü
İsim, Çevre ve Ekoloji
hisseleri güvence olarak emaneten yatırmak
Fiil
bir reklamı en az bir kez gören hedef grubun yüzdesi
İsim
güvencesiz iş görmek
Fiil
birine teminat sağlamak
Fiil
taahhütlü gönderilen zarf
ikinci kapak (dergi ya da gazetenin ön kapağının içi
kitabın üstüne geçirilen ceket kapak
bir başka teminatın yerine geçen teminat
sığınmak, iltica etmek, canını emniyete almak, gizlenmeye çalışmak, siper almak.
üçüncü kapak (bir derginin arka kapağının içi
bir tek olaydan ileri gelen bir veya birden fazla sigorta nevi tahtındaki hasarlar kümülüne karşı teminat
(a) gizlice, hafiyen, (b) gizlenmiş, sığınmış, (c) zarf içinde.
under separate cover: ayrı bir
zarfta.
address someone under cover of another: başkası vasıtasıyla birine mektup göndermek.
hasar frekansının fazla olmasının beklendiği ve sedan şirketin konservasyonunu aşan kısmı belirli bir
limite kadar temin eden bir hasar fazlası reasür
bir riski karşılamak
Fiil
bütün riskleri kapsamak
Fiil
bütün riskleri kapsamak
Fiil
(lokanta, eğlence yeri vb. de) giriş ücreti, servis ücreti, yiyecek içecek fiyatına ek olarak alınan maktu ücret.
İsim
kış ekini: toprağı aşınmaktan vb. korumak için kışın ekilen ürün, özellikle baklagiller.
İsim
borçları güvence altına almak
Fiil
borçları garanti etmek
Fiil
kitap üzerine geçirilen etiket
birinin yokluğunda yerine geçmek
Fiil
birinin yokluğunu telafi etmek
Fiil
kapak kızı: resmi dergi kapaklarına basılan güzel kız.
İsim
lâmel: mikroskopta incelenen örneğin üzerine konulan ince cam.
İsim
bir yüzeyi korumak için üzerine kaplanan ince cam tabakası.
İsim
(a) yol almak/katetmek, (b) ilerlemek, ilerleme kaydetmek, (c) konuya değinmek, konuyu işlemek.
I'll try to cover all the ground in a short speech of half an hour.
taahhütlerini ifa etmek
Fiil
gizlenmek amacıyla kullanılan , kişinin kendi adından başka bir ad
gizlenmek amacıyla kullanılan kendi adından başka bir ad
geçici sigorta mukavelesi: sigorta ücretinin ödendiğini bildiren matbu not. Sigorta poliçesi hazırlanıncaya
kadar poliçe yerine geçer.
İsim
bürünmek.
to cover oneself with glory: şan ve şeref kazanmak.
He covered himself with ridicule:
kendini gülünç duruma düşürdü.
kapak sayfası
İsim, Bilgi Teknolojileri
fotoğraf vb sarmak için kullanılan kalın
mülkün haksız olarak üstüne oturmak
Fiil
bir şirketin temettülerinin kârına oranı
birşeyin üzerini kapatmak
Fiil
seçim haberleri vermek
Fiil
(a) örtmek, sarmak, iyice giyinmek, kundakla(n)mak, sarıp sarmala(n)mak.
to cover oneself up:
kalın giyinmek.
It's cold, cover up warmly. (b) gizlemek, (sır) saklamak, gizli tutmak.
to cover up one's tracks: izini belli etmemek. (c)
cover up for: (bir kimsenin) suçunu gizlemeye çalışmak, örtbas etmek.
birinin suçunu örtbas etmek
Fiil
ne zaman oluştuğuna bakılmaksızın trete devresi içinde keşfedilen hasarları temin eden bir tür reasürans sözleşmesi
enflasyona karşı ek teminat
İsim