1. Sıfat çeşitli, muhtelif.
    different people saw him. We make this dress in a lot of different colors.
  2. Sıfat eşsiz, müstesna, harikulâde.
    Buy Dial, the soap that is different!
değişmek Fiil
başkalaşmak Fiil
bambaşka
..'dan ayrı
'dan ayrı
farklı, başka, ayrı.
He's a different man from what he was ten years ago. She is different than Jane
is.
I feel a different man: Kendimi bambaşka hissediyorum.
muhtelif çalışma süreleri İsim
hâkim durumun başka bir pazarda kötüye kullanılması İsim, Rekabet Hukuku
farklılaşmak Fiil
değerlendirmelerde bulunmak Fiil
ayrı değerlendirmelerde bulunmak Fiil
(veya
Brit.:
as like as chalk to cheese)
k.d. kat'iyen birbirine benzemez, zerre
kadar ilgisi yok, aralarında dağlar kadar fark var.
They are as different as chalk and cheese.
...'in farklı aşamalarında Zarf
muhtelif zamanlarda
defalarca
başka bir hamurdan olmak Fiil
bambaşka bir şey olmak Fiil
ayrı siyasal partilerden olmak Fiil
bambaşka bir olay İsim, Deyim
çok farklı bir durum İsim, Deyim
apayrı bir alem İsim, Deyim
kendini yepyeni biri gibi hissetmek Fiil
sorunu bambaşka şekilde anlatmak Fiil
türlü kullanımları olmak Fiil
büsbütün/tamamıyla başka bir şey/konu/mesele.
Ben ona gösteririm/dünyanın kaç bucak olduğunu anlatırım.
...'den pek de farklı değil.
...'den çok da farklı değil.
bir soruna başka bir gözle bakmak Fiil
bambaşka cinsten
hal ve tavrını/düşüncelerini tamamen değiştirmek.
ayrı fikirde olmamak Fiil
Aynı şey değil.
Sende bir değişiklik var.
bambaşka bir olay İsim, Deyim
çok farklı bir durum İsim, Deyim
apayrı bir alem İsim, Deyim
türlü devlet istikrazlarının tevhidi