birini öldürmek Fiil
birinin canını çıkarmak Fiil
birine büyük zarar vermek Fiil
birini mahvetmek Fiil
birinin sonunu getirmek Fiil
birşeye büyük hasar vermek Fiil
birşeye büyük zarar vermek Fiil
bu çekiç yerine geçer
Emriniz/arzunuz nedir? Ne emrettiniz?
biri için bir görev yapmak Fiil
bir sözünü iki etmemek Fiil
bir bedel karşılığı bir şey yapmak Fiil
bir şeyi sırf şaka olsun diye yapmak.
bir şeyi âdet yerini bulsun diye yapmak Fiil
bir şeyi para için yapmak Fiil
bir şeyi kâr için yapmak Fiil
bir şeyi zevk için yapmak Fiil
bir şeyi kâr için yapmak Fiil
ailesinin hatırı için bir şey yapmak Fiil
elbet elbette yapacak
özlemek, özlem duymak, hasret çekmek, şiddetle arzulamak.
(bir şeyi yapmaya) isteksiz, hevessiz.
The men were indisposed to work nights: İşçiler gece çalışmak
istemiyorlar.
He seems indisposed to go to university: Üniversiteye gitmeye hevesli görünmüyor.
(bir şeyi yapmaya) isteksizlik, hevessizlik.
(bir kimsenin bir şey yapmasını) candan istemek/dilemek, can atmak.
She longed for him to stay longer:
Onun daha fazla kalmasını candan istiyordu.
birine bir şey yapması için fırsat vermek Fiil