Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
face to face
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
(a) yüzyüze, karşı karşıya.
The opponents were brought face to face. During the storm I came face
DEVAMINI OKU
to face with death.
(b)
face to face with
: huzurun(d)a.
GİZLE
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
be brought face to face
karşılaştırmak
Fiil
bring people face to face
karşılaştırmak
Fiil
bring persons face to face
insanları yüzleştirmek
Fiil
face to face discussion
yüz yüze görüşme
face to face interview
yüz yüze görüşme
cut off one's nose to spite one's face
gâvura kızıp oruç bozmak, öfke ile kalkıp zararla oturmak, keskin sirkenin zararı küpüne dokunmak, bindiği dalı kesmek.
+19
cut off one's nose to spite one's face
öfke ile kalkıp zararla oturmak, başına dert açmak, gâvura kızıp oruç bozmak, keskin sirkenin zararı küpüne dokunmak.
cutt off one's nose to spite one's face
kendi menfaatine kıymak
Fiil
cutt off one's nose to spite one's face
belayı para ile almak
Fiil
cutt off one's nose to spite one's face
bastığı dalı kesmek
Fiil
face on/to/toward
(yüzü/cephesi) dönük olmak, -e bakmak.
The house faces on the street.
face to/toward
(yüzünü) -e dön(dür)mek/yönel(t)mek.
to face toward the sea.
face up to
(a) bildirmek, kabul etmek, (b) cesaretle karşılamak.
to face up to a difficult situation/an enemy.
face up to ...
... ile yüzleşmek
Fiil
face-to-face
yüzyüze, karşı karşıya, karşılıklı.
They had a face-to-face argument.
We met face-to-face for
DEVAMINI OKU
the first time
: İlk olarak yüzyüze geldik.
GİZLE
face-to-face
yüz yüze
Zarf
flatter someone to his face
koltuk vermek
Fiil
have to face sth
bir şeyi göğüslemek zorunda olmak
Fiil
say something to someone's face
birinin yüzüne karşı birşey söylemek
Fiil
say something to someone's face
birşeyi birine açıkça söylemek
Fiil
say something to someone's face
birşeyi birinin yüzüne söylemek
Fiil
to have egg on one's face
gülünç olmak, gülünç duruma düşmek.
to one's face
yüzüne karşı, dobra dobra, dolaysız.
I told him the truth to his face.
to my face
: yüzüme karşı.
to save face
face
1
(30).
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun
E-Posta
*
Mesaj
Gönder