geçiminısağlayamamaktan endişe etmek
Fiil
geçimini sağlayamamaktan endişe etmek
Fiil
saçıni başını yolmak
Fiil
birinin hayatından endişe etmek
Fiil
birinin yüreğine korku salmak
Fiil
tamamıyla korkusuz olmak
Fiil
kastrasyon korkusu
İsim, Psikanaliz
iğdiş edilme korkusu
İsim, Psikanaliz
korkarım ki, maalesef, yazık ki.
I fear we'll be late: Korkarım geç kalacağız.
“Is he very ill?” “I fear so”: “Çok mu hasta?” “Maalesef öyle.”
korku içinde yaşamak
Fiil
iktisadi durgunluk korkusu
konjonktürün gerilemesi endişesi
korkusu ile, endişesiyle, ihtimalini düşünerek.
We went as quietly as we could for fear of arousing the dog.
birinin geleceğinden korkmak
Fiil
birine korku aşılamak
Fiil
asla! kat'iyen! ne münasebet! korkma!
kovulmaktan büyük endişe duymak
Fiil
tarafsız olarak, âdilâne, korkusuzca, kimseden çekinmeksizin.
kimseden korkmadan ve kimseye minnet etmeden