Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. (a) (kapıyı açıp) içeri almak, (girmesine) müsaade etmek.
    Can you let him in? Ona kapıyı açar
    mısınız?
    The maid let him in: Hizmetçi onu içeri aldı.
    He let himself in with a key: Anahtarla kapıyı açıp içeri girdi.
    Let the dog in: Köpeği içeri al.
    Let in the possibility of doubt: şüpheye yol açmak. (b) (zarara vb.) sokmak/uğratmak.
    to let someone in for loss: birisini zarara sokmak. (c)
    let in on ile ayni anlama gelir. (bir sırrı vb.) paylaşmak, ortak olmak, iştirak etmek.
    let someone in on a secret: bir sırrı birine açmak.
    Can we let him in on it? Bunu (sırrı vb.) ona açabilir miyiz/söyleyebilir miyiz? (d)
    let in for: yol açmak, sebep olmak, sebebiyet vermek.
    See what you've let me in for now! Bak şimdi başıma ne işler açtın!
    Let oneself in for trouble/for a lot of work: Başına dert açmak/bir sürü iş açmak.
    I didn't know what I was letting myself in for: Başıma ne gibi dertler açılacağını bilemedim/karşılaşacağım zorlukları hesaplayamadım.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

let in oneself
biri buyur demeden içeri girmek Fiil
let in oneself for
başına bela açmak Fiil
let in someone for sth
birinin başına bir şey için bela açmak Fiil
let in someone for the expenses
birini masraflara iştirak ettirmek Fiil
let in someone on a good thing
(borsa) birini menfaatlendirmek Fiil
let in someone on a secret
birini sırdaş etmek Fiil
let in someone with a latch-key
kapıyı maymuncukla açarak içeri sokmak Fiil
let in the clutch
debriyaja basmak Fiil
let in the supercharger
(araba) hızlı vitese geçirmek Fiil
let a ship go down in the wing
gemiyi kaderine bırakmak Fiil
let someone in
birine kapıyı açmak Fiil
let someone in on something
bir sırrı birine açmak Fiil
let someone in on something
birşeyi birine anlatmak Fiil
let someone in on something
birşeyi biriyle paylaşmak Fiil
let someone live or dwell in
oturtmak Fiil
let someone stew in his own juice
kendi başına açtığı derde yanmak Fiil
let someone stew in his own juice
birini kendi yağıyla kavrulmaya bırakmak Fiil
let yourself in for something
başını belaya sokmak Fiil
let yourself in for something
belaya bulaşmak Fiil
Let's put a pin in that, for now.
Bu konuyu geçelim. Cümle
Let's put a pin in that, for now.
Bu konuyu şimdilik bir kenara bırakalım. Cümle
Let's put a pin in that, for now.
Bu konuyu daha sonra konuşalım. Cümle
Let's put a pin in that, for now.
Lafını unutma. Cümle
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.