hatasını kabul etmek
Fiil
yanlışlıkla başkasının şemsiyesini almak
Fiil
hatasını kabul etmek
Fiil
hiç kuşkusuz/şüphesiz, ona hiş şüphe yok.
That car is the most expensive and no mistake!
yanlışlıkla, zuhulen, sehven, dalgınlıkla.
He put salt into his tea by mistake.
dikkatsizlikten yapılan hata
bir yanlışı düzeltmek
Fiil
bir yanlışın düzeltilmesi
yanlışlıkla yapılan teslim
(zerre kadar) şüphe etme/yanılma, şüphen olmasın.
If you don't study hard, you'll fail, make no mistake about it.
her iki tarafın yaptığı hata
bir yanlışı göstermek
Fiil
yanlışlıkla yapılan bir ödemenin geri alınması
bir hatayı düzeltmek
Fiil
bir hatayı tekrarlamak
Fiil
hata yüzünden bir sözleşmeyi iptal etmek
Fiil
sahtekârlık yüzünden iptal
yazım hatası
İsim, Dil ve Edebiyat
birinin hatasından yararlanmak
Fiil
bir sözleşmenin bütünü için esas olan maddi bir hata
İsim, Hukuk
bir şahsın karakteri konusunda yanılma
zannetmek, sanmak, -e benzetmek.
I mistook him for the mayor: Onu belediye başkanı sandım.
I mistook that stick for a snake: O sopayı yılan zannettim.
hiç kuşkusuz/şüphesiz, hiç şüphe yok ki.
There's no mistake about it, he's the biggest fool I've met.