1. yaşlı, ihtiyar.
    an old man/woman/horse.
    grow old: yaşlanmak, ihtiyarlamak.
    old woman: kocakarı.
  2. eski, tarihî.
    old age: eski çağ.
    old writings. old traditions. an old friend.
  3. yaşlanmış, ihtiyarlamış, çökmüş, yıpranmış.
    Worry had made him old: Üzüntü onu ihtiyarlattı/çöktürdü.

    He looked old at thirty.
  4. (ifadeye kuvvet vermek için kullanılır):
    Come any old time: Ne zaman istersen gel.
    any old
    thing: herhangi bir şey, ne olursa olsun.
    I can use any old thing: Ne olursa olsun, işime yarar.
  5. mahut, malûm, bilinen.
    the same old excuse: hep aynı/mahut mazeret.
    same old story: malûm/hep
    aynı hikâye.
    That's an old trick: O oyunu/hileyi herkes bilir.
  6. geçmiş, maziye karışmış.
    the good old days/good old times: eski günler/demler, geçmiş hoş zamanlar.
  7. köhne, eski(miş), modası geçmiş, artık kullanılmayan.
    an old suit of clothes. This typewriter is an old model.
  8. sabık, eski, evvelki.
    He got his old job back. His old student.
  9. çok eski, tarihe karışmış.
  10. ilkel, iptidaî, gelişmenin başlangıcındaki.
    old French.
  11. emektar, tecrübeli, güngörmüş.
    an old trooper speaking of the last war.
  12. (renk) solmuş, soluk.
    old rose: soluk pembe.
  13. aşınmış, yıpranmış.
  14. Coğrafya geçkin, aşınmış.
    old walley: geçkin koyak.
  15. olgun, tecrübeli, ağırbaşlı, pişkin, meleke sahibi, makul, temkinli, aklı başında.
    an old hand:
    eski kurt, tecrübeli kimse.
    an old hand at politics.
  16. sevgi, yakınlık, dostluk bildirir: sevgili (dost), candan (arkadaş).
    Good old Bob: Sevgili dostum
    Bob.
    old buddy of mine: Candan arkadaşım. Bazen da aşağılama, kötüleme anlamı katar:
    That dirty old thing: Şu pis mendebur şey.
  17. çok, harika, eşsiz.
    We had a high old time at the party: Ziyafette çok güzel vakit geçirdik/çok eğlendik.
  18. İsim (çoğul anlamda) yaşlılar, ihtiyarlar, yaşlı/ihtiyar kimseler.
    Care for the old. It will appeal to old and young.
  19. İsim … yaşında olan.
    a class for six-year-olds: 6 yaşında olanlara özgü sınıf.
    a 3-year old: 3 yaşında (çocuk).
ihtiyarlığı için tasarruf yapmak Fiil
ihtiyarlık için tasarruf yapmak Fiil
eski gidişatına devam etmek Fiil
eski anılarını tazelemek Fiil
eski alışkanlıklarına dönmek Fiil
eski kitaplarını tavan arasına koymak Fiil
yaşlılığı için bir kenara para koymak Fiil
yaşlılığı için para ayırmak Fiil
eski mevkiinde olmamak Fiil
yaşlılık için saklamak Fiil
yaşlılığı için biriktirmek Fiil
eski alışkanlıklarına dönmek Fiil
eski evine dönmek Fiil
yaşlılığı için para biriktirmek Fiil
yaşlılığı için biriktirmek Fiil
kendi evini yeniden görmek Fiil
eski alışkanlıklarına dönmek Fiil
soyu eski bir aileden gelmek Fiil
pinpon (argo)
ihtiyar
… yaşında.
How old are you? Kaç yaşındasın(ız)?
I am 36 years old: 36 yaşındayım.
a
man of 40 years old: 40 yaşında bir adam.
… months old: … aylık.
a child six moths old: 6 aylık bir çocuk.
eskileşmek Fiil
eskime
(deniz sigortası) hasara uğrayan eski parça yerine konulan yeni parça için yapılan indirim
eskime indirimi
ellilik
maskara.
Look at that funny old dog! Şu köpeğin maskaralığına bak.
ihtiyarlamak Fiil
kocamak Fiil
yaşlanmak Fiil
ihtiyarlamak Fiil
kartlaşmak Fiil
yaşlanma
kocama
kaşarlanmış hilekâr
doksanlık
(a) (çok eski), uzak geçmişteki/mazideki.
Days of old . Mighty men of old .
the heroes of old:
eski kahramanlar. (b)
az kul. uzun süre, çok eskiden beri, uzun zamandan beri.
I know him of old: Onu çok eskiden beri tanırım.
son derece iyi/kötü.
Have a rare old time at the party.
altmışlık
günlük
eskileşmek Fiil
dünya kadar yaşlı
genç yaşlı (pazarlamacıların dilinde , 55-75 yaşları arasındaki tüketiciler grubu
günahtan kurtulmamış insan. İsim
yaşlılık, ihtiyarlık.
old age pension: yaşlılık aylığı.
old age pensioner: yaşlı emekli. İsim
ihtiyarlık sigortası İsim
(Br) yaşlılık sigortası İsim
(Br) yaşlılık emeklilik kanunu
emeklilik fonu
yaşlılık emeklilik sigortası İsim
kakavan
büyük lü küçüklü
müzmin bekâr
davranışları amirane kadın
hemşeri(m), arkadaş(ım).
I say, old bean: Hey, arkadaş!
Look at me, old bean: Bana bak, hemşerim.
polis memuru
polis
deneyimli kişi
eski arkadaş, okul arkadaşı.
dinç ihtiyar, yaşlı fakat canlı ve neşeli kişi. İsim
eski öğrenci, özellikle ilkokul öğrencisi. İsim
old chap İsim
(samimî bir arkadaşa hitapta kullanılır) kardeşim, arkadaşım, sevgili dostum, azizim. İsim
çoğunlukla aynı okulda okumuş eski öğrencilerin kurdukları toplumsal ve iş ilişkileri dayanışması örgütü
balkabağı
danabaş
eski asker
(samimî bir arkadaşa hitapta kullanılır) kardeşim, arkadaşım, sevgili dostum, azizim. İsim
Çin'de yıllarca yaşamış batılı gazeteciler ya da diplomatlar İsim
eski okul arkadaşı
eski giysi
antika moruk
özyurt, anayurt, göçmenin eski vatanı. İsim
eski taşıt aracı
âciz kimse
eski arkadaş
eski alışkanlıklar İsim
eski borç
eski numara
eski giysi
siyah renkte kalın matbaa harfi
eski aile
birader
kurnaz tilki
eski firma
eski bir aşk
eski sevgili
eski kafalı/mutaassıp kimse, eski fikir/inanış/töre ve âdetlere son derece bağlı kişi. İsim
eski kafalı/mutaassıp kimse, eski fikir/inanış/töre ve âdetlere son derece bağlı kişi. İsim
ihtiyar kız
bir toplumun
örgütün yaşlı ve tutucu üyeleri İsim
(a) hanım, (arkadaşça konuşurken kullanılır), (b) bir okulun eski kız öğrencisi.
ABD bayrağı.
moruk, gençlerin sevmediği/gençlere kötü davranan ihtiyar adam. İsim
çapkın ihtiyar, şehvet düşkünü yaşlı adam. İsim
eski altın Sıfat
dedikodu
bilgili/tecrübeli/güngörmüş kimse. İsim
eski kafalı, eski moda.
eski, külüstür, eski moda, modası geçmiş, pejmürde, fersude, eskimiş, yıpranmış.
yönetici memur
kahraman
hurda demir.
eski iplik Sıfat
anne, bir kimsenin kendi annesi. İsim
eş, karı, zevce, bir kimsenin kendi eşi. İsim
eski lavanta Sıfat
ihtiyar kız, evlenmemiş yaşlı hanım. İsim
titiz, hırçın, huysuz, geçimsiz kimse. İsim
bir nevi iskambil oyunu, bu oyunda kaybeden kimse. İsim
(şaka olarak) artıkçı: sofrada en son kalan yemeği alan kimse. İsim
moruk (argo)
baba, bir kimsenin kendi babası. İsim
eş, koca, bir kadının kendi kocası. İsim
patron, âmir, müdür, kaptan, komutan. İsim
southernwood. İsim
(sevgi/muhabbet ifade eder) aziz, sevgili, canım, -ciğim. İsim
eski üstat, özellikle 15-18'inci yüzyılda yetişen ünlü sanatçı. İsim
eski ünlü sanatçıların yaptığı tablo/resim. İsim
eski para (sermaye
küçülen ay
ün yapmış ad
nick ile ayni anlama gelir. şeytan.
sabıkalı
eski suçlu
ihtiyar
bitpazarı eşyası İsim
eski okul arkadaşı
arşiv
eski devir
eski gül Sıfat
tecrübeli denizci. İsim
töreseverler, an'aneperestler, tutucular, muhafazakârlar, eski töre ve âdetlere sıkı sıkıya bağlı kimseler. İsim
şeytan.
eski asker
deneyimli ve bilgili adam
deneyimli kişi
stager (1). İsim
fiyatları indirilmiş hisse senet dileri İsim
sürümsüz mal
fiyatları indirilmiş hisse senetleri İsim
eski biçim matbaa harfleri. İsim, Matbaacılık
Rumî takvime göre ölçülen zaman. New Style İsim
deneyimli kişi
çoğunlukla asker olan deneymli kişi
eski moda adam
deneyimli usta
kıdemli kimse
görevde vb deneyimli kişi
meslekte
kocakarı masalı İsim
safsata İsim
kocakarı (kaba)
nine
fazla meraklı
(erkek) yaşlı kadın gibi
anne
kişinin karısı
geçen yıl
eski göz ağrısı
çok eskiden beri
eski bağları koparmak Fiil
eski fiyattan hesaplamak Fiil
eski âdetlerden uzaklaşmak Fiil
yaşlılık amortismanı
Kaç yaşındasın?
eski dostları aramak Fiil
eski kayıtları araştırmak Fiil
dokuz yaşlı adam (ABD Yüksek Mahkemesi'nin dokuz yargıcı
hasta numarası yapmak Fiil
yaşlılara yardım
eski bir âdeti alıkoymak Fiil
özlem duyulan eski güzel günler İsim
bildiği topraklarda yolculuk etmek Fiil
yaşlılığın zayıflığı