aşırı

Turkish-English Translation

  1. far
  2. waste
  3. terrible
  4. ultimate
  5. illegal
  6. excessive
  7. fantastic
  8. unreasonable
  9. Adverb enormously
  10. sore
  11. high
  12. extravagant
  13. fancy
  14. ever so
  15. exaggerated
  16. Adverb excessively
  17. hideous
  18. undue
  19. Adverb awfully
  20. superfluous
  21. Adverb overly
  22. exuberant
  23. rank
  24. exorbitant
  25. inordinate
  26. fulsome
  27. excruciating
  28. red-hot
  29. devilish
  30. rabid
  31. overblown
  32. extortionate
  33. beyond
  34. stiff
  35. ungodly
  36. intemperate
  37. heavy
  38. overflowing
  39. steep
  40. overdone
  41. overmuch
  42. fanatic
  43. wild
  44. in excess
  45. to excess
  46. over
  47. like anything
  48. over the top
  49. out
  50. red hot
  51. thick
  52. too too
  53. ultra
  54. excess
  55. immoderate
  56. per-
  57. extortionary
  58. forward(s)
  59. nimious
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

aşırı güç kullanma
use of excessive force Noun, Politics-Intl. Relations
aşırıcı
extremist Adjective, Politics-Intl. Relations
denizaşırı sömürge
overseas colony Noun, Sociology
şiddete varan aşırıcılık
violent extremism Noun, Politics-Intl. Relations
ulus-aşırı
transnational Adjective, Politics-Intl. Relations
Atlantik aşırı
transatlantic
deniz aşırı
overseas
deniz aşırı
oversea
gün aşırı
on alternate days
kutup aşırı
transpolar
okyanus aşırı
transoceanic
aşırı bağlılık
undue attachment
aşırı basitleştirme
oversimplification
aşırı bireycilik
rugged individualism
aşırı bolluk
nimiety
aşırı bolluk
superfluity
aşırı borçlu
overleveraged Adjective, Banking
aşırı borçluluk
overindebtedness
aşırı bürokrasi
red tape
aşırı çalışmak
to sweat one's gut out Verb
aşırı çalıştırmak
to overstrain Verb
aşırı cimrilik
rigid parsimony
aşırı değerlendirme
excess valuation
aşırı derecede
wildly Adverb
aşırı derecede
incredibly Adverb
aşırı derecede
terribly Adverb
aşırı derecede
enormously Adverb
aşırı derecede
awfully Adverb
aşırı derecede
stinking
aşırı derecede
excessively Adverb
aşırı derecede
dearly Adverb
aşırı derecede
profoundly Adverb
aşırı derecede
tremendously Adverb
aşırı derecede
greatly Adverb
aşırı derecede
densely Adverb
aşırı derecede
exceptionally Adverb
aşırı derecede
extremely Adverb
aşırı derecede
infinitely Adverb
aşırı devalüasyon
exchange rate overshooting Noun, Economics
aşırı disiplinci
martinet
aşırı doldurma
supercharging Noun, Transport
aşırı duyarlı
irritable
aşırı duygulu
sloppy
aşırı duygusal
yucky
aşırı duygusal
drippy
aşırı duygusal
gooey
aşırı duygusal
over sensitive
aşırı eleştirici
hypercritical
aşırı emilmiş
overabsorbed
aşırı enflasyon
hyper-inflation
aşırı faiz
usurious interest
aşırı fakirlik
penury
aşırı fiyatlı
over-priced
aşırı genişleme
overextension
aşırı gerici
blue conservative
aşırı gitmek
to exceed the limits Verb
aşırı gitmek
to go too far Verb
aşırı gurur
vainglory
aşırı harç
excessive charge
aşırı harcama
excessive spending
aşırı hasar
excessive damage
aşırı hevesli
overeager
aşırı heyecan
flap
aşırı heyecanlı
manic
aşırı heyecanlı
frenetic
aşırı hız
excessive speed
aşırı içme
potation
aşırı ihtimam
oversolicitude
aşırı ihtimam
over solicitude
aşırı imalat
surplus production
aşırı ısınma
over heating
aşırı istek
thirst
aşırı istekli
overeager
aşırı istekli
gun ho
aşırı istihdam
overemployment
aşırı iyilik
overflowing kindness
aşırı kalabalıklaşma
overcrowding
aşırı kar
excess profit
aşırı kâr
excess pimss
aşırı korku
blue funk
aşırı koruyucu
overprotective
aşırı kullanmak
to overuse Verb
aşırı mahsul
excess produce
aşırı mahsullü
excess produce
aşırı masraf
profuse expenditure
aşırı menfaat
exorbitant interests
aşırı miktarda
exceedingly Adverb
aşırı milliyetçi
chauvinist
aşırı ödeme
overpayment Noun
aşırı öfkelenmek
to do one's nut Verb
aşırı ölçüde
confiscatory
aşırı organize
top- heavy
aşırı övmek
to flatter Verb
aşırı pahalı
outrageously expensive
aşırı partizan
zealot
aşırı sağ
the radical right Noun, Politics-Intl. Relations
aşırı sağcı
radical-right Adjective, Politics-Intl. Relations
aşırı sağcı
hardline right-winger
aşırı samimiyet
freedom
aşırı satış
oversold
aşırı savurganlık
abnormal spoilage
aşırı saygılı
in hat
aşırı serbestlik
licence license
aşırı sertlik
virulence
aşırı sıcak
sweaty Adjective
aşırı sıkılmış
over-torqued Adjective
aşırı şişmanlık
obesity Noun
aşırı solculuk
left- wing extremism
aşırı solculuk
left-wing extremism
aşırı spekülasyon
overspeculation
aşırı süslü
fanciful
aşırı süslü
gaudy
aşırı süslü
garish
aşırı tahmin
overestimation
aşırı talep
excessive demand
aşırı talep
exaction
aşırı talep
exorbitant demand
aşırı talep
excessive claim
aşırı talep
buoyant demand
aşırı talep
exaggerated demand
aşırı tatlı
syrupy
aşırı tedbir
overcaution
aşırı tiyatrovari
hammy
aşırı tutucu
a true blue
aşırı tutumlu
parsimonious Adjective
aşırı üretim
overproduction
aşırı uzun
lengthy
aşırı vatansever
spread eagle
aşırı vatanseverler
superpatriots Noun
aşırı vergi
excessive tax
aşırı yalınlaştırmak
to oversimplify Verb
aşırı yatırım
excessive investment
aşırı yetki
excess of authority
aşırı yoksulluk
beggary
aşırı yorgun
clapped out
aşırı yorgunluk
overfatigue
aşırı yük
peak load
aşırı yük
overload
aşırı yükleme
to overcharge
aşırı zarif
twee
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Haddinden fazla, ... pek çok
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.