atma

English-Turkish Translation

  1. Noun nefes.
  2. Noun hayatın ilkesi.
  3. Noun birey, fert.
  4. Noun can, ruh: yaratıklara can veren ve varlığın gayesi olarak sonunda canlıların ona döndükleri evrensel ruh.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Atma tribe
Atmalı aşireti Proper Name, Names
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. pitch
  2. fling
  3. surge
  4. Noun disposition
  5. heave
  6. Noun elimination
  7. casting
  8. cast
  9. throw
  10. sling
  11. expulsion
  12. toss
  13. trimming
  14. ballistic
  15. launching
  16. throb
  17. warp
  18. ejection
  19. shunt
  20. get along with you !
  21. dropping
  22. blasting
  23. pulsation
  24. bowing
  25. shooting
  26. pitching
  27. (arch) crosspiece
  28. blow-up
  29. jaculation
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

para biriminin tanımını değiştirmek (örneğin sıfır atarak)
redenominate Verb, Money Markets
para biriminin tanımının değiştirilmesi (örneğin sıfır atılarak)
redenomination Noun, Money Markets
(imza) atma
affixing
(parayı) sokağa atma
down the drain
ağıza bir iki lokma atma
chew
aklından çıkarıp atma
banishment Noun
atlama ve atma
track
atom bombası atma
nuke
balık ağı atma
cast
bomba atma
bomb dropping
çamur atma
aspersion
can atma
avidity Noun
çekiç atma
hammer throw Noun, Sports
cesedi denize atma
burial at sea
cirit atma
the javelin Noun, Sports
cirit atma
javelin throw Noun, Sports
dayak atma
hazing
dayak atma
battery
dayak atma
licking
dışarı atma
ouster
dışarıya atma
evacuation Noun
disk atma
discus throw Noun, Sports
düzensiz silah atma
shooting incident
elleri üzerinde perende atma
handspring
eski tarih atma
anti-dating
eski tarih atma
ante dating
gereksiz yere gönüllü olarak kendini tehlikeye atma
voluntary exposure to unnecessary danger Noun
göbek atma
bellydance
göz atma
gander
göz atma
peek
göz atma
running glance
gülle atma
shot put Noun, Sports
havada takla atma
cut a caper
havadan atma
airdrop
içeri atma
injection
ikinci plana atma
postponement Noun
ileri atma
impulse
ileri tarih atma
forward s dating
ileriye tarih atma
forward dating
işten atma
sack
kafadan atma
shot in the dark
kazık atma
double cross
kesip atma
abscission
kısa mesafeden silah atma
pot shot
konu dışı bir fikri ortaya atma
injection
laf atma
wolf whistle
mektup atma
posting of a letter
mektup atma
letter drop
molotof atma
throwing Molotov cocktails Noun
nişan atma
disengagement Noun
ortaya atma
suggestion Noun
renk atma
discoloration
roket atma
missile launching
sırık atma
javelin throw Noun, Sports
sonraki bir tarihi atma
post dating
sorumluluğu bir şeye ya da bir başkasına atma
shunt off
şöyle bir göz atma
once over
taş atma
innuendo
tehlikede yükü denize atma
jettison
tehlikede yükü denize atma
jettison of cargo
tehlikeye atma
endangerment
top atma
crash
vücuttan dışarı sıvı atma
ejaculation
yangın bombası atma
fire blitz
yanlış tarih atma
mis dating
yazı tura atma
toss up
yazı tura atma
toss
yazı tura için para atma
toss- up
yedeklere el atma
raid on the reserves
yere çöp atma
littering Noun
yük atma
load rejection Noun, Machines
yüksekten atma
bluster
yüksekten atma
brag
zar atma
cast
zihinden büyük bir yük atma
great weight off one's mind
zincirleme bomba atma
stick bombing
atma ! mübalağa etme
draw it mild
atma tepkisi
impulsive action
banka hesabına ilişkin muamelelerde imza atma yetkisi
authority to sing an account
çöp atma borusu
rubbish chute
çöp atma borusu
garbage chute
çöp atma oluğu
garbage disposer
demir atma noktası
anchor point Noun, Information Technology
dışarı atma körüğü
exhaust fan
gülle atma sporunu yapan kişi
shot putter
gülle atma yarışmacısı
shot put
halka atma oyunu
hoopla
imza atma yetkisi
signatory powers
jeton atma deliği
coin slot
kafadan atma konuşmak
to bullshit Verb
müşterek imza atma yetkisi
consignatory powers
temel atma töreni
groundbreaking ceremony
temel atma töreni
groundbreaking Noun, Construction
temel atma töreni yapmak
to perform ground- breaking ceremonies Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database