behalf

  1. Noun taraf, yan.
  2. Noun çıkar, menfaat.
nüfuzunu birisi için kullanmak Verb
biri namına hareket etmek Verb
onun adına hareket ediyor
onun adına üzüldüm
namına
in adına
kendi hesabına
kendi adına, kendi namına
biri için tanıklık etmek Verb
biri namına yazmak Verb
birinin yerine ve hesabına hareket etme
firma adına hareket etmek Verb
acentenin müvekkiline izafeten dava açması Noun, Law
bağışta bulunmaya çağrı
birini mahkemede temsil etmek Verb, Law
birinin avukatı olmak Verb, Law
birinin avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb, Law
birini mahkemede savunmak Verb, Law
(Br) US yardımseverlik için para toplamak Verb
biri için piston yapmak Verb
mahkemede biri lehine tanıklık etmek Verb
birinin adına (namına
adına ve yerine
(a) adına, namına, yerine, …'i temsilen.
I come here on behalf of Mr. X: Mr. X'i temsilen geliyorum.

My husband can't be here today, so I'm going to speak on his behalf. (b) yararına, menfaatine, lehine.
nam ve hesabına
namı hesabına
namına
nam ve hesabına Adverb, Law
birinin adına (namına
üye devletlerin hükümetleri adına
örgüt adına Adverb
üçüncü şahıs namına ödeme
(bir belgeyi) (birinin) yerine imzalamak Verb
bir firma namına imzalamak Verb
bir şirket namına imza atmak Verb
şirket namına imza atmak Verb
birinin adına konuşmak Verb