birlik

Turkish-English Translation

  1. Noun, Law league
  2. Noun, Military unit
  3. company
  4. party
  5. society
  6. union
  7. Noun combination
  8. republic
  9. identity
  10. alliance
  11. circuit
  12. Noun unity
  13. squad
  14. Noun integrity
  15. harmony
  16. Noun solidarity
  17. accord
  18. consortium
  19. fellowship
  20. individuality
  21. Noun fraternity
  22. unison
  23. conjunction
  24. confederate
  25. cooperative
  26. oneness
  27. singleness
  28. confederacy
  29. sodality
  30. Noun association
  31. federation
  32. gemeinschaft
  33. Information Technology assocation
  34. (mil) unit
  35. singlehood
  36. associativeness
  37. company union
  38. consortion
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ani müdahale birliği
quick reaction force Noun, Military
Avrupa Birliği
European Union Proper Name, Organizations
birlik intikali
deployment of units Noun, Military
Demokratik Birlik Partisi (DBP)
Democratic Union Party Proper Name, Politics-Intl. Relations
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)
Turkish-Islamic Union for Religious Affairs Proper Name, Organizations
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)
Istanbul Chemicals and Chemical Products Exporters' Association Noun, Organizations
mahalli idare birliği
local government union Noun, Public Administration
pasaport birliği
passport union Noun, International Law
topçu birliği
artillery unit Noun, Military
Türkiye Barolar Birliği (TBB)
Union of Turkish Bar Associations Proper Name, Organizations
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB)
Turkish Contractors Association Noun, Organizations
Türkiye Yayıncılar Birliği
Turkish Publishers Association Noun, Organizations
uçarbirlik
airmobile Adjective, Military
(askerlik) özel birlik
special force
(askerlik) temel birlik
basic unit
300-1000 askerden oluşan askeri birlik
battalion
ana birlik
parent unit
askeri birlik
chaplain
askeri birlik
outfit
askeri birlik
body of men
askeri birlik
platoon
askeri birlik
troop Noun, Military
bağımsız birlik
detached unit
binde birlik
permillage
bölgesel birlik
regional union
çekirdek birlik
crack unit
ekonomik birlik
economic unity Noun, Competition Law
Ekonomik ve Parasal Birlik
Economic and Monetary Union (EMU)
Ekonomik ve Parasal Birlik
Economic and Monetary Union
gönüllü birlik
volunteer unit
hisse senetlerinin satışını garanti eden birlik
underwriting syndicate
içişlerinde bağımsız olan devletlerden oluşan birlik
federation
iktisadi birlik
economic union
kanun dışı birlik
criminal syndicalism
kişiler arasında karşılıklı çıkardan ötürü doğan birlik
symbiosis
konfedere birlik
confederate unit Noun, Politics-Intl. Relations
mesleki birlik
professional association
milli birlik
national unity Noun, Politics-Intl. Relations
milli birlik
national union
milli birlik
national solidarity
milli birlik
national unity Noun, Politics-Intl. Relations
özel birlik
corps
özel birlik
(mil) special force
özel gayeler için kurulan birlik
league
politik bir birlik
synomosy
savaşan birlik
fighting unit
sınai birlik
ownership combination
siyasi birlik
political unity
taktik birlik
tactical unit
temel birlik
(military) basic unit
tescilli birlik
membership corporation
tüzel kişilik olarak tescilli birlik
incorporated society
ulusal birlik
national unity Noun, Politics-Intl. Relations
uluslararası birlik
international union
yedek birlik
replacement unit
yüzer birlik
afloat unit Noun, Military
birlik ...
conjunctional
birlik azası
associate member
birlik başkanı
association president
birlik duygusu
sense of solidarity Noun
birlik eğitimi
unit training Noun, Military
birlik emniyet planı
unit security plan Noun, Military
birlik gönderme
dispatch of troops
birlik haline gelmiş
unionized
birlik haline getirmek
to unionize Verb
birlik hissi
sense of solidarity Noun
birlik işareti
collective mark
birlik işareti
certification mark
birlik komutanı
troop leader
birlik komutanı
unit commander Noun, Military
birlik konvoy yüklemesi
convoy unit loading
birlik kurmak
to team someone up Verb
birlik kurmak
to team Verb
birlik olarak oy vermek
to block vote Verb
birlik olmak
to agree (on a plan of action Verb
birlik olmak
to stick together Verb
birlik olmak
to sort Verb
birlik oluşturmak
to team Verb
birlik oluşturmak
to team someone up Verb
birlik ruhu
team spirit
birlik taraftarı
unionist
birlik ve beraberlik
unity and solidarity Noun, Politics-Intl. Relations
bir birlik meydana getiren parçalardan oluşan
integral
enstitü birlik taahhütleri
institute warranties Noun
sınai bir birlik kurulması
formation of a combine
şirket çalışanları arasındaki birlik duygusu
company togetherness
şirket memurları arasındaki birlik duygusu
company togetherness
Akdeniz İçin Birlik Parlamenter Asamblesi
Parliamentary Assembly of the Union for the Mediterranean Noun, Organizations
Büyük Birlik Partisi
Great Union Party Proper Name, Political Parties
Dernek, Vakıf, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık ve Benzeri Teşekküllere Genel Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Bütçelerinden Yardım Yapılması Hakkında Yönetmelik
Regulations on Using the Budgets of General-Government Public Agencies to Provide Assistance to Associations,
Foundations, Union, Institutions, Organizations, Funds and Similar Entities
Proper Name, Law
Parlamentolararası Birlik Türk Grubu
Turkish Delegation to the Inter-Parliamentary Union Noun, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir ve ... vahdâniyet, ahadiyet
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.