boşaltmak

Turkish-English Translation

  1. deplete
  2. void
  3. Verb to deplete
  4. Verb to disburden
  5. Verb to disgorge
  6. Verb to load out
  7. Verb to pass
  8. Verb to pump out
  9. Verb to tip over
  10. Verb to fall vacant
  11. Verb to void
  12. Verb to blow-off
  13. Verb to empty
  14. Verb to discharge
  15. Verb to vacate
  16. Verb to pour
  17. Verb to evacuate
  18. Verb to purge
  19. Verb to desert
  20. Verb to relax
  21. Verb to clear
  22. Verb to exhaust
  23. Verb to uncoil
  24. Verb to drain
  25. Verb to dump
  26. Verb to unload
  27. Verb to unlade
  28. Verb to disembark
  29. Verb, Information Technology to free
  30. Verb to move along
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

boşaltılan köy
evacuated village Noun, Politics-Intl. Relations
boşaltma limanı
port of delivery Noun, International Law
köy boşaltma
village evacuation Noun, Politics-Intl. Relations
(gemi) malı boşaltmak
to pack out Verb
(kamyondan) çöp boşaltmak
to shoot rubbish Verb
(yolcuları) boşaltmak
to unship Verb
aküyü boşaltmak
to run down a battery Verb
araba lastiklerinin havasını boşaltmak
to let out the air of the tyres Verb
binayı boşaltmak
to vacate the premises Verb
bir ateşli silahı boşaltmak
to unload a firearm Verb
bir deniz ticaret gemisini boşaltmak
to discharge a merchant vessel Verb
bir evi boşaltmak
to vacate a house Verb
bir geminin yükünü boşaltmak
to unload the cargo of a vessel Verb
bir gemiyi boşaltmak
to unload a ship Verb
bir kaptan öbürüne boşaltmak
to transvase Verb
bir kuyudaki suyu boşaltmak
to exhaust the water in a well Verb
bir mevkii boşaltmak
to vacate office Verb
bir profesörlük kürsüsünü boşaltmak
to vacate a professorship Verb
bir şehri boşaltmak
to evacuate a town Verb
bir yeri (koltuğu) boşaltmak
to vacate a seat Verb
bir yeri boşaltmak
to stand clear of something Verb
bir yükü boşaltmak
to discharge a cargo Verb
birinin cüzdanını boşaltmak
to be a drain on sb's purse Verb
birinin elini boşaltmak
to free up someone Verb
birinin zamanını boşaltmak
to free up someone Verb
çöp boşaltmak
to clean out Verb
çöpü boşaltmak
to shoot rubbish Verb
daireyi boşaltmak
to vacate the premises Verb
Depoyu boşaltmak
to UNSPIKE (Keyname) Verb, Information Technology
dışkı boşaltmak
to defecate Verb
elini boşaltmak
to free Verb
evi boşaltmak
to empty a house Verb
evi boşaltmak
to vacate a house Verb
film makarasından filmi boşaltmak
to unreel a film Verb
filmi makaradan boşaltmak
to unreel a film Verb
filmi makarasından boşaltmak
to unreel a film Verb
gemi yükünü boşaltmak
to unload a ship Verb
geminin yükünü boşaltmak
to clear a ship of her cargo Verb
gemiyi boşaltmak
to unload the ship Verb
gemiyi boşaltmak
to get into a ship Verb
gemiyi yüzer halde boşaltmak
to discharge afloat Verb
hava veya gazı boşaltmak
to deflate Verb
içini boşaltmak
to blow one's stack Verb
içini boşaltmak
to scoop Verb
içini boşaltmak
to make a clean breast of it Verb
içini boşaltmak
to pour out one's troubles Verb
içini boşaltmak
to eviscerate Verb
istifa sonucu millet meclisindeki koltuğunu boşaltmak
to vacate one's seat in congress by resignation Verb
işyerini boşaltmak
to vacate one's place of business Verb
kasası kalkan kamyondaki yükü boşaltmak
to tip out Verb
kiralanmış odaları boşaltmak
to vacate rented rooms Verb
mahkeme salonunu boşaltmak
to clear the courtroom Verb
mahkeme salonunu boşaltmak
to have the court cleared Verb
makamını boşaltmak
to stand down Verb, Central Government
mal boşaltmak
to land goods Verb
mal boşaltmak
to unload goods Verb
malları boşaltmak
to unload goods Verb
malları boşaltmak
to discharge goods Verb
mektup bu kutusunu boşaltmak
to clear the letter box Verb
meskenini boşaltmak
to vacate one's residence Verb
milletvekili sandalyesini boşaltmak
to vacate one's seat Verb
öfkesini birine boşaltmak
to pour out one's indignation on sb Verb
posta kutu sunun içindekileri boşaltmak
to clear a box Verb
posta kutusunu boşaltmak
to call for letters Verb
posta kutusunu boşaltmak
to call for a letter Verb
posta kutusunun içindekileri boşaltmak
to clear a box Verb
rıhtım da boşaltmak
to discharge at the quay Verb
rıhtımda boşaltmak
to discharge at the quay Verb
sahne donatımını boşaltmak
to strike the set Verb
şehirden sivilleri boşaltmak
to vacate the civilians from the city Verb
su boşaltmak
to bleed Verb
suyunu boşaltmak
to drain Verb
tekneye dolan suyu boşaltmak
to bail Verb
uçağı boşaltmak
to deplane Verb, Transport
yerini boşaltmak
to vacate one's seat Verb
yolcuları boşaltmak
to discharge passenger Verb
yük boşaltmak
to unlade Verb
yük boşaltmak
to do the unloading Verb
yük boşaltmak
to unload cargo Verb
yük boşaltmak
to unship Verb
yük boşaltmak
to discharge cargo Verb
yükü boşaltmak
to land a cargo Verb
yükü boşaltmak
to break the bulk Verb
yükü gemiden mavnalara boşaltmak
to discharge cargo overside Verb
yükünü boşaltmak
to unload Verb
zamanını boşaltmak
to free Verb
boşaltmak rıhtımı
unloading quay
boşaltmak sifonu
drain trap
boşaltmak valfı
escape valve
boşaltmak valfı
relief valve
boşaltmak valfı
exhaust valve
boşaltmak valfı
waste valve
boşaltmak valfı
release valve
boşaltmak valfı
drain valve
boşaltmak valfı
blow valve
boşaltmak valfı
discharge gate
boşaltmak valfı
blow-off valve
yük boşaltmak için gövdesi kaldırılıp indirilen araba
trolley
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Boş duruma ... dışarı çıkarmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.