continued

  1. Adjective devamlı, sürekli, devam eden, süren.
devamı gelmek Verb
fatura nakli yekûnu
fatura nakl-i yekûnu
devamı var
arkası var
bitmedi
muntazam ödemelerin yapıldığı devamlı hesap
sürekli tahvil
(US) nakliyecinin vadesinde veya ilerideki bir tarihte ödenmesini isteyebileceği tahvil
nakliyecinin vadesinde veya ileri bir tarihte ödenmesini isteyebileceği tah
(US) sürekli tahvil (vadesi belirsiz bir süre için eşit veya düşük faizle devam eden tahvil
sürekli mevcudiyet
sürüp gitme
yaşamaya devam etme
baki kalma
sürekli kesir: payı tam sayı, paydası bir tam sayı ve kesirden oluşan ve böyle sürüp giden kesir.
süren ilgi
süren menfaat
devam eden üyelik
vadesi dolduğu halde aynı koşullarla yürürlükte kalan borç
devamı sayfa altıda
sürekli oran: ardışık iki sayının birbirine oranı hep aynı değere eşit olan küme: 1: 3: 9: 27: 81: 243 … gibi.
tefrika halindeki hikâye
(patent) devamlı kullanım
devam eden yolculuk
arkası yan sütunda olmak Verb
bulunduğu mevkide (yerinde) işine devam etmek Verb
tefrika halinde yayımlanan yapıtlar Noun
arkası yarın
gelecek sayıda devam edecektir
devamı gelecek sayıda