Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
crowded
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Adjective
kalabalık, dolu.
a crowded bus. crowded streets.
Adjective
sıkışık, balık istifi.
crowded passengers on a bus.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
be very crowded
sıkışmak
Verb
densely crowded
çok kalabalık
get crowded
kalabalıklaşmak
Verb
very crowded
tıklım tıklım
very crowded
sıkışık
crowded audience
kalabalık seyirci
crowded audience
kalabalığa seyirci
crowded bus
tıklım tıklım dolu otobüs
crowded bus
kalabalık otobüs
crowded bus
kalabalığa otobüs
crowded city
kalabalık nüfuslu şehir
crowded city
kalabalığa nüfuslu şehir
crowded city
kalabalık şehir
crowded dwelling
kalabalık ev
crowded holiday resort
kalabalık sayfiye yeri
crowded hours
işten çıkış saatleri
Noun
crowded hours
kalabalık saatler
Noun
crowded house
(tiyatro) dolu salon
crowded state
tıklım tıklım dolu durum
crowded streets
kalabalığa caddeler
Noun
crowded streets
kalabalık caddeler
Noun
crowded timetable
sıkışık program
crowded to capacity
ağzına kadar dolu
crowded to overflowing
tıklım tıklım dolu
crowded with people
insanlarla tıklım tıklım dolu
crowded with traffic
kalabalığa trafik
crowded with traffic
kalabalık trafik
be crowded for time
zamanı dar olmak
Verb
be crowded with
ile tıklım tıklım dolu olmak
Verb
be crowded with references
pek çok dipnot bulunmak
Verb
squeeze oneself into a crowded bus
kalabalık bir otobüse zar zor girmek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.