cutting

English-Turkish Translation

  1. kesme, kesiş, budama.
    cutting angle: kesme açısı.
  2. dilim, (kesilen) parçak.
  3. Noun, Agriculture (dikip üretmek üzere bir bitkiden kesilmiş) çelik, dal, fidan, fide, yaprak vb.
  4. (yol inşaatında) yarma.
  5. kesinti, kırpıntı, kupür: gazeteden/dergiden kesilip çıkarılan parça.
  6. biçki.
  7. keskin, kesici, sivri.
    Where's your cutting knife?
  8. dondurucu,
    mec. keskin (soğuk).
    cutting wind.
  9. iğneli, dokunaklı, etkili, incitici, gücendirici, alaycı, müstehzi, acı.
    cutting remarks.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Cutting, shaping and finishing of stone (NACE code: C23.7)
Taş ve mermerin kesilmesi, şekil verilmesi ve kullanılabilir hale getirilmesi (NACE kodu: 23.7) Noun, Trades-Professions
Cutting, shaping and finishing of stone (NACE code: C23.7.0)
Taş ve mermerin kesilmesi, şekil verilmesi ve bitirilmesi (NACE kodu: 23.70) Noun, Trades-Professions
(expenses) cutting
kısma
angle cutting
açılı kesme Noun, Machines
budget cutting
bütçe kesintisine gitme Noun, Economics
cost cutting
maliyet düşürücü
cost cutting
gider tasarrufu
dividend cutting
kâr payı kesintisi
inventory cutting
stok tasfiyesi
melon cutting
olağanüstü temettü dağıtılması
newspaper cutting
gazete kupürü
nut- cutting
yardım isteğinin reddi ve yetkinin geri alınması
nut- cutting
politikada
paper cutting
kâğıt kesen/kesici. Adjective
predatory price cutting
yıkıcı fiyat kırma
press cutting
(Br) basın kupürü
press cutting
basın kupürü
price cutting
fiyat kırma
tariff cutting
gümrük vergisi indirimi
up cutting
reklamlara daha çok yer ayırmak amacıyla bir radyo ya da televizyon programının bir bölümünün kesilmesi
wound by cutting
kesmek Verb
cutting a dash
afur tufur
cutting back of production
üretimde kısıntı
cutting board
kesme tahtası Noun, Food-Kitchen
cutting corners
kolaycılık Noun
cutting down
azaltma
cutting down
kesinti yapma
cutting down of expenses
masraf kısıntısı
cutting down the expenses
masrafları kısma
cutting edge
(a) etkin öğe: müessir unsur/eleman, (b) öncü, en önemli/etkili/ileri mevki, yönetici/yön verici durum.
cutting from a newspaper
gazete kupürleri Noun
cutting implement
keski
cutting in
arabayı geçip tehlikeli şekilde önüne geçme
cutting logs into planks
hızarcılık
cutting of inventory
envanter yapma
cutting of prices
fiyat kesintisi
cutting of rations
tayın kısılması
cutting of wages
ücretlerde kesinti
cutting or selling wood
odunculuk
cutting price
fiyat kırma
cutting remark
alaylı söz
cutting room
sansür odası: filmden istenmeyen parçaların kesildiği oda.
cutting room journalism
taze haber toplamak yerine eski gazeteler ve benzer kaynaklardan haber oluşturulması
cutting rule
çizgi
cutting the melon
(US) çok kârlı bir iş sonunda geliri hissedarlar arasında paylaştırma
cutting tradesman
fiyat kıran tüccar
cutting up
maskaralık
cutting up
maymunluk
cutting up finely
kıyım
cutting up finely
kıyma
cuttings (film) kesilmeler ; cutting away wreck
enkazı parçalama
(clothes) cutting out
biçki
(dressmaking) cutting (- out
kup
(knife, etc.) cutting edge
ağız
angle cutting line
açılı kesme hattı Noun, Machines
angle cutting machine
açılı kesme makinesi Noun, Machines
at the cutting edge of ...
...'in en ön saflarında Adverb
at the cutting edge of ...
...'in zirvesinde Adverb
diagonal cutting pliers
yan keski Noun
he is cutting teeth
çocuk diş çıkarıyor
press cutting agency
basın kupür bürosu Noun
press cutting agency
(Br) basın kupür bürosu Noun
tap for cutting internal screw threads
kılavuz
teeth cutting machine
freze tezgâhı
tip cutting angle
uç kesim açısı Noun, Construction
English-Turkish phrases from Zargan's own database