emotional

  1. Adjective coşkusal, duygusal, hissî, his ve heyecanlarla ilgili.
    He has emotional difficulties.
    emotional
    adjustment: coşkusal uyma.
    emotional behavior: coşkusal davranış.
    emotional blocking: coşkusal tıkanma.
    emotional climate: coşkusal ortam.
    emotional control: coşku denetimi.
    emotional decompensation: coşku patlaması.
    emotional dependency: coşkusal bağımlılık.
    emotional development: coşku gelişimi.
    emotional disorder: coşku bozukluğu.
    emotional immaturity: coşkusal toyluk.
    emotional instability: coşku dengesizliği.
    emotional maturity: coşkusal olgunluk.
    emotional maturity scale: coşku olgunluğu ölçeği.
    emotional overreaction: coşkusal aşırı tepki.
    emotional pattern: coşkusal örüntü.
    emotional rapport: coşku uyumu.
    emotional security: coşkusal güvenlik.
    emotional stability: coşkusal denge.
  2. Adjective duygulu, hassas, içli, çabuk duygulanan, his ve heyecanlarına kapılan.
    Women are often said to be more emotional than men.
  3. Adjective heyecanlı, heyecan verici/veren, hislere hitap eden.
    an emotional scene in a play.
  4. Adjective hissî, akıl ve mantıktan ziyade hislere dayanan.
    an emotional decision.
fiziksel acı Noun
can acısı Noun
ağrı Noun
duygusallık
heyecana kapılarak işlenen fiil
duygulara hitap etme
ekonomi ya da yarardan çok duygusal istekleri harekete geçirici ürün reklamcılığı
duygusal düşünme tarzı
duygusal gelişim Noun, Psychology
manevi zarar Noun, Law
coşkusal (teessüri) bozukluklar Noun
afekt psikozu
coşku bozukluğu
duygusal zeka Noun, Psychology
manevi acı Noun
ızdırap Noun
üzüntü Noun
ruh hali
duygusal karakter nitelikleri Noun
bunalım