fairly

  1. Adverb dürüstçe, dürüstlükle, âdilâne, hakkaniyetle, haklı olarak, tarafsızca.
    a story told fairly and objectively.
  2. Adverb oldukça, iyice, vasat derecede, şöyle böyle.
    He paints fairly well. a fairly easy job. a fairly tall
    building. The pay was fairly good.
  3. Adverb tamamen, tamamıyla, âdetâ, nerede ise.
    It fairly destroyed the machines.
    He fairly beamed when
    he saw his picture in the paper: Resmini gazetede görünce sevincinden âdetâ ağzı kulaklarına vardı.
  4. Adverb uygun bir şekilde, yasalara/kurallara uygun olarak, tam/doğru olarak, meşru olarak, gereği gibi.
    He
    doesn't play game fairly.
  5. Adverb açıkça, sarahaten, şüphesiz, kesinlikle.
    Had fairly caught sight of him.
  6. Adverb mülâyemetle.
  7. Adverb nazikâne, kibarca.
iyice
yenice
birine karşı adil davranmak Verb
(İngiliz Lirası) sabit olmak Verb
ufakça