fame

  1. Noun şöhret
  2. ün, şöhret, nam.
    He hoped to find his fame as a poet.
    to win fame for oneself: ün/şöhret
    kazanmak, meşhur olmak, tanınmak.
    ill fame: kötü şöhret.
    house of ill fame: genelev.
  3. söylenti, şayia.
  4. ün/şöhret kazandırmak, meşhur etmek.
  5. (ününü) herkese duyurmak, yaymak, işaa etmek.
şöhret peşinde olmak Verb
şöhrete giden yol
şöhret meraklısı olmak Verb
tanınmak Verb
şöhrete giden yol
bir meslek/spor vb. dalında yücelen kişiler şerefine ayrılmış oda/salon/bina vb. Noun
şöhret düşkünlüğü
genel ev, umumhane, fuhuş evi, randevu evi. Noun
genel ev, umumhane.
kötü şöhret, kötü tanınma. Noun
kötü şöhret
birdenbire ün kazanmak Verb
edebi şöhret
bir gün süren şöhret
adı sanı
kötü şöhretli
şöhretin cezasını ödemek Verb
şöhretin cezasını ödemek Verb
şöhret peşinde koşmak Verb
iktidar/şöhret peşinde koşmak.
dünya şöhreti
ün kazanmak amacıyla çalışmak Verb
anketçi
birine şöhret yolunu açmak Verb