görev

Turkish-English Translation

  1. Noun, Law subject-matter jurisdiction, jurisdiction ratione materiae
  2. do
  3. thing
  4. work
  5. place
  6. business
  7. job
  8. office
  9. role
  10. department
  11. charge
  12. Noun function
  13. Noun responsibility
  14. Noun duty
  15. Noun employment
  16. Noun commitment
  17. capacity
  18. Noun appointment
  19. ministry
  20. obligation
  21. occupation
  22. commission
  23. Noun assignment
  24. portfolio
  25. jurisdiction
  26. Noun engagement
  27. stuff
  28. band
  29. bailiff
  30. berth
  31. stint
  32. onus
  33. part
  34. station
  35. administrative function
  36. employ
  37. incumbency
  38. post
  39. task
  40. ought
  41. (Fr.) devoirs
  42. Noun, Legal Procedure subject-matter jurisdiction
  43. service
  44. mission
  45. business position
  46. cakewalk
  47. tall order
  48. Noun position
  49. billet
  50. devoir
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(askerlik) hizmet görevi
line of duty
(askerlik) nöbetçilik görevi
standby duty
(markanın) reklam görevi
advertising function
(taşıyıcı için) gerekli ihtimamı gösterme görevi
common humanity doctrine
analık babalık görevi
parental duties
askerlik görevi
military duty Noun, Military
askerlik görevi
military service Noun, Military
bakanlık görevi
ministerial duty
bakanlık görevi
minister's portfolio
bankacılık görevi
banking function
bankanın gizliliğe uyma görevi
banker's duty of secrecy
başkanlık görevi
presidency Noun
bir devlet memurunun görevi
functions of an officer of state
bir hâkimin nüfuz bölgesi veya görevi
magistracy
birinin doğal görevi
sb's plain duty
büro görevi
clerical position
büro görevi
clerical service
ceza görevi
punishing work
danışmanlık görevi
advisory function
denetim görevi
audit engagement
destek sağlama görevi
duty to furnish support
dikkatlice titiz davranma görevi
duty of diligence
evlatlık görevi
filial duty
evlilik görevi
conjugal duty
garnizon görevi
garrison duty
gizli bilgi ifşa etmeme görevi
duty not to disclose confidential information
gizli tutma görevi
duty of secrecy
görev alanı
purview Noun
görevlendirme
assignment Noun, Law
görevli mahkeme
competent court Noun, Law
gözetim görevi
surveillance role
gözetme görevi
duty of supervision
hakemlik yapma görevi
duty or arbitration
hakemlik yapma görevi
duty of arbitration
hakimin davayı aydınlatma görevi
judge's duty to ensure that the parties present all relevant facts Noun, Law
hayattaki görevi
mission in life
hesap verme görevi
duty to account
hükümet görevi
governmental function
irtibat görevi
liaison mission
iş görevi
business mission
jüri üyesi görevi
jury service
kamu görevi
civil service
kamu görevi
public employment
kamu görevi
public office
kamu görevi
public function
kanun koyma görevi
legislative function
karı kocalık görevi
conjugal duty
karıkocalık görevi
conjugal duty
kayıt görevi
duty to register
keşif görevi
patrol mission
kontrol görevi
duty of supervision
malları teslim alma görevi
duty to accept goods
nezaretçi görevi
supervisory position
nokta görevi
point duty
okul görevi
exercise
parti görevi
party post
polis görevi
police task
refakat görevi
escort duty
reklam görevi
advertising function
satıcının teslim görevi
seller's duty to deliver
seçme görevi
electoral duty
sevk ve idare görevi
administrative function
şirket görevi
company task
şirket görevi
company tax
suç yükleyen bir kişinin bunu kanıtlama görevi
onus probandi
taktik hava kontrol görevi
air alert mission
titiz davranma görevi
duty of diligence
uçuş görevi
flight mission
uçuş görevi
flying duty
yatıştırma görevi
placatory mission
yurttaşlık görevi
civic duty
yürütme görevi
executive function
(askerlik) görev
duty station
çoklu görev
multitasking Information Technology
devamlı görev
parmanent post
devamlı görev
permanent order
devamlı görev
permanent position
diplomatik görev
diplomatic mission
geçici görev
rotation Noun
geçici görev
placement Noun
gizli görev
undercover mission
güç görev
difficult task
güç görev
onerous task
hayattaki görev
mission in life
idari görev
executive branch
ilave görev
extra task
kanuni görev
judicial duty
karşılıklı görev
reciprocal duty
kolay görev
breeze
maaşlı görev
salaried office
mesleki görev
professional duty
öncelikli görev
priority task
önerilen görev
prescribed task
özel görev
special mission
resmi görev
official function
resmi görev
official position
son görev
last honors Noun
tali görev
ancillary function
tali görev
by-occupation
tali görev
by-office
yardımcı görev
auxiliary function
zorunlu görev
imperative duty
zorunlu görev
bounden duty
görev ...
missionary
görev alanı
duties Noun
görev alanı
department Noun
görev alanı
scope of duties Noun
görev başında
on duty
görev bilinci
sense of duty Noun
görev bilmek
esteem in a duty
görev çerçevesinde
within the framework of the task
görev cetveli
rota
görev cetveli
(mil) duty roster
görev çizgisi
path of duty
görev dağılımı
assignment of tasks Noun, Management
görev dağılımı
distribution of tasks Noun, Management
görev dağılımı
assignment of duties Noun, Management
görev dağılımı
task assignment Noun, Management
görev dağıtımı
assignment of tasks Noun, Management
görev dağıtımı
task assignment Noun, Management
görev dağıtımı
assignment of duties Noun, Management
görev dışındaki
off
görev duygusu
sense of mission
görev ekibi
duty team
görev esnasında
in the course of duty
görev gereği
ex officio
görev ihmali
neglect of one's duties
görev meraklısı
eager beaver
görev mevkii
duty station
görev sahası
purview Noun
görev sırasında
in the course of duty
görev süresi
incumbency Noun
görev süresi
tenure Noun
görev tasnifi
classification plan
görev uyuşmazlığı
conflict of jurisdiction Noun, Law
görev verme
delegation of duty
görev verme
assignment of a task
görev verme
commission of duties
görev vermek
to charge Verb
görev vermek
to assign a task Verb
görev vermek
to set a task Verb
görev vermek
to task Verb
görev vermek
to take on Verb
görev yapmak
to staff Verb
görev yeri
station Noun
görev yeri
place of duty Noun, Employment
görev yeri
duty station Noun, Military
görev yeri
post of duty Noun, Employment
görev yeri
post Noun, Employment
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir şeyin, bir canlı varlığın yapagelmekte ... yapması gereken iş, vazîfe
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.