geçinmek

Turkish-English Translation

  1. Verb to cotton
  2. Verb to fare
  3. Verb to manage
  4. Verb to subsist
  5. Verb to support oneself
  6. Verb to live (on
  7. Verb to subsist (on
  8. Verb to earn a living
  9. Verb to make a living
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

000 dolar ile geçinmek
to live at the rate of $ 10 . 000 a year Verb
akrabalarından geçinmek
to live on one's relations Verb
alavere dalavereyle geçinmek
to live by your wits Verb
ana paraya dokunmadan faiziyle geçinmek
to live on the interest and keep one's capital intact Verb
arkadaşlarının sırtından geçinmek
to sponge upon one's friends Verb
az bir ücretle geçinmek
to get by one a low wage Verb
az para ile geçinmek
to scrape along Verb
az parayla geçinmek
to sail near (close) to the wind Verb
az parayla geçinmek
to live on little money Verb
az parayla geçinmek
to get along on little money Verb
başkalarından geçinmek
to lean on others for support Verb
başkalarının cebinden geçinmek
to live at the expense of others Verb
başkalarının sırtından geçinmek
to bum Verb
başkasının sırtından geçinmek
to batten on Verb
belediye yardımıyla geçinmek
to go on the parish Verb
bir tek maaş ıyla geçinmek
to depend on one's salary Verb
bir tek maaşıyla geçinmek
to depend on one's salary Verb
birinden geçinmek
to live at somebody's expense Verb
birinden geçinmek
to sponge a person Verb
birinden geçinmek
to live on someone else Verb
birinden geçinmek
to live at other people's expense Verb
birinin cebinden geçinmek
to live on somebody's income Verb
birinin sırtından geçinmek
to sponge on sb Verb
birinin sırtından geçinmek
to line at sb's costs Verb
biriyle geçinmek
to come to terms with sb Verb
biriyle geçinmek
to get along with Verb
biriyle geçinmek
to dwell in unity Verb
biriyle geçinmek
to get on with sb Verb
biriyle iyi geçinmek
to get along well together Verb
birşey yaparak geçinmek
to live by doing something Verb
birşeyle geçinmek
to live by doing something Verb
borçsuz harçsız geçinmek
to keep one's head above water Verb
çalışmadan başkasından geçinmek
to loaf on sb Verb
çapulculukla geçinmek
to live by plunder Verb
darıdarına geçinmek
to be in short supply Verb
diye geçinmek
to pass for Verb
diye geçinmek
to pass off Verb
doktor geçinmek
to pretend to be a doctor Verb
elâleme muhtaç olmadan geçinmek
to keep wolf from the door Verb
emekli aylığı ile geçinmek
to live on a pension Verb
geçmişteki itibarıyla geçinmek
to trade upon one's past reputation Verb
geliriyle geçinmek
to rub along with one's means of support Verb
güçlükle geçinmek
to eke out Verb
her şeyin iyisi ile geçinmek
to live on the fat of the land Verb
herkesle iyi geçinmek
to get on well with everbody Verb
herkesle iyi geçinmek
to get along with people Verb
ianeyle geçinmek
to live upon the parish Verb
itibarı sayesinde geçinmek
to live on one's reputation Verb
kalemiyle geçinmek
to depend on one's pen for a living Verb
kalemiyle geçinmek
to earn one's living by writing Verb
kalemiyle geçinmek
to live by one's pen Verb
karısıyla geçinmek
to live on one's wife Verb
kazandığını yiyerek geçinmek
to lead a hand- to-mouth existence Verb
kendi geliriyle geçinmek
to live on private means Verb
kendi servetinden geçinmek
to live on one's private means Verb
kilise yardımıyla geçinmek
to be on the parish Verb
kıt kanaat geçinmek
to eke a scanty living Verb
kıt kanaat geçinmek
to have a bare competence Verb
kıt kanaat geçinmek
to pick up a scanty livelihood Verb
kıt kanaat geçinmek
to have just enough to keep body and soul together Verb
küçük bir maaşla geçinmek
to live on a small salary Verb
liberal geçinmek
to pass for a liberal Verb
maaşıyla geçinmek
to manage on one's pay Verb
maaşıyla geçinmek
to live on one's salary Verb
odalarını kiraya vererek geçinmek
to make a living by taking in lodgers Verb
sosyal yardımla geçinmek
(Br) to live on national assistance Verb
sosyal yardımla geçinmek
to live on national assistance Verb
tasarruflarıyla geçinmek
to live on one's savings Verb
üçkâğıtçılıkla geçinmek
to live by your wits Verb
ufak bir maaşla geçinmek
to live on a small salary Verb
yazarlıkla geçinmek
to make a living by writing Verb
yılda 5 bin dolarla geçinmek
to live on 5000 dollar a year Verb
zar zor geçinmek
to live from hand to mouth Verb
zar zor geçinmek
to lead a hand existence Verb
zar zor geçinmek
to scrape a living Verb
zengin geçinmek
to pass for rich Verb
zengin geçinmek
to be accounted rich Verb
geçinmek; iki yakasını bir araya getirmek
to make ends meet Verb
tasarrufla geçinmek tasarruf hacmi
to live on one's saving savings volume
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yaşamak için ... taayyüş etmek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.