head off

  1. (a) yolunu kesmek, yönünü değiştirmek, geri çevirmek, önüne geçmek.
    The cowboys tried to head off
    the stampeding herd. The police headed off the fleeing driver. (b) önlemek, engel/mani olmak.
    He tried to head off possible trouble for himself by taking great care. (c)
    mec. geçmek, atlamak.
    He headed off to the subject of … : … konusuna geçti.
deli gibi ... Verb
terslemek, birine ters/aksi/şiddetli cevap vermek.
Don't ask for anything because he'll bite your
head off: Ona birşey sorma, seni tersleyiverir.
ciğerleri sökülecek gibi öksürmek
(a) tıkınmak, çok yemek, (b) (hayvanın) besleme masrafı kendi değerini geçmek.
bütün kuvvetiyle, son derece, aşırı bir şekilde, avaz avaz.
to yell one's head off: avazı çıktığı
kadar bağırmak/feryat etmek, çığlığı koparmak.
She cried her head off at every sentimental scene: Her dokunaklı sahnede hüngür hüngür ağladı.
durmadan konuşmak, gevezelik etmek, (bir kimsenin) kafasını şişirmek.
kafasını şişirmek, dırdır etmek, bıktırıncaya kadar söylemek.
birini oyunda yenmek Verb
bir kavgayı önlemek Verb
hoş olmayan bir soruyu kibarca atlatmak Verb
birinin önünü kesmek Verb
birini durdurmak Verb
birinin yolunu kesmek Verb
birşeyi önlemek Verb
birşeyi engellemek Verb
birşeye engel olmak Verb
sinirleri altüst olmak Verb
aklını kaçırmak Verb
kaçırmak Verb
aklından zoru var
kafadan, işkembeden, düşünmeden.
geminin başını rüzgâr altına sürmek Verb
kırıcı konuşmak.
bir adamın başını uçurmak Verb