içeri

Turkish-English Translation

  1. in
  2. inner
  3. interior
  4. inside
  5. into
  6. inner part
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

memleketin içerisi
inland
içeri aktarım
import (noun) Information Technology
içeri aktarmak
to import (verb) Verb, Information Technology
içeri almak
to admit Verb
içeri almak
to welcome Verb
içeri almak
to let in Verb
içeri atma
injection
içeri atmak
to pull in Verb
içeri atmak
to put someone in jail Verb
içeri atmak
to inject Verb
içeri doğru yönelen
in
içeri gelen kimse veya şey
incomer
içeri getirmek
to usher Verb
içeri girik olmayan satırbaşı
flush paragraph
içeri girmeden kapı önünde kısa bir süre durmak
to pause at the door Verb
içeri girmek
(col) to lose money in a business deal Verb
içeri girmek
to enter Verb
içeri girmek
to come in Verb
içeri girmek istemek
to want in Verb
içeri göç
immigration (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun
içeri göçmüş
dented (car, etc.) Adjective
içeri göndermek
to send in Verb
içeri kabul edilme şartları
terms of admission Noun
içeri kabul etmemek
to refuse admittance Verb
içeri sızmak
to steal into Verb
içeri sokma
introduction Noun
içeri sokmak
to admit Verb
içeri üşüşen kalabalık
in- going crowd
(makina) içeri çekiş borusu
induction pipe
(tekerlekler) geri ya da içeri çekilebilir
retractable
biri buyur demeden içeri girmek
to let in oneself Verb
birini içeri almak
to pick up someone Verb
birini içeri atmak
to put someone away Verb
birini içeri atmak
to pick up someone Verb
birini içeri buyur etmek
to bid someone to come in Verb
birini içeri davet etmek
to ask someone in Verb
birini içeri kapatmak
to lock someone in Verb
birini içeri tıkmak
to send down someone Verb
birinin içeri girmesine izin vermek
to admit sb Verb
birşeyi içeri hapsetmek
to seal in something Verb
duvardan tırmanarak içeri giren hırsız
cat burglar
hamilinin içeri girmesine müsaade edin
admit bearer
hırsızlıktan içeri girmek
to go to prison for theft Verb
işçilerin içeri girerken imza atması
to sign on
ite kaka içeri girmek
to wedge oneself in Verb
izinsiz içeri girme
surreptitious entry
kapıyı maymuncukla açarak içeri sokmak
to let in someone with a latch-key Verb
kapıyı tekmeleyerek açıp içeri girmek
to kick the door in Verb
karnını içeri çekmek
to hold your stomach in Verb
misafirleri içeri almak
to lead visitors in Verb
paldır küldür içeri girmek
to barge in Verb
pat diye içeri dalıveren
intrusive
safrayı içeri almak
to take in ballast Verb
sızıp içeri geçmek
to infiltrate Verb
İçeri buyurun.
Come on in.
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İçte kalan ... iç taraf
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.