intent

  1. Noun, Law irade
  2. Noun, Law kast
  3. Noun, Law kasıt
  4. Noun maksat, kasıt, amaç, erek.
    The thief shot with the intent to kill. He entered the building with intent
    to steal.
    with good/evil/malicious intent: iyi/kötü/hainane maksatla.
    loitering with intent: (suç işlemek maksadıyla) sinsi sinsi dolaşma/fırsat kollama.
  5. Noun niyet, meram, yönseme.
  6. Noun anlam, mana, maksut.
    What is the intent of that sentence?
  7. Adjective ısrarlı, sürekli olarak bir noktaya çevrilmiş/tevcih edilmiş, bir noktada teksif edilmiş, dik dik.
    an
    intent stare/look: ısrarlı/dik dik bakış.
  8. Adjective dikkatli, pür dikkat.
    He was intent on his work.
sadece kendi işi ile uğraşmak Verb
sadece kendi işi ile uğraşmak Verb
işinde titiz olmak Verb
tek taraflı irade açıklaması Noun, Civil Law
jüriye fiilin kasıtlı mı yapıldığını sormak Verb
cürüm kastıyla işsiz güçsüz dolaşmaktan suçlanmak Verb
(sözcük) ortak anlam
kötü niyetli
suç işleme niyeti
suç niyeti
cürüm kastı
cürmi kasıt
kastı cürmü
suç işleme kastı Noun, Law
suç kastı Noun, Law
taammüd Noun, Law
niyet bildirisi
irade açıklaması Law
irade açıklaması, irade beyanı Noun, Law
irade beyanı Noun, Law
dürüst olmama niyeti
vakfedenin iradesi Noun
olası kasıt Noun, Law
kasıt stı
dolandırıcılık niyetiyle
herkesin meramı
genel niyet
genel kasıt Noun, Criminal Law
hırsızlık niyeti
kanun koyucunun niyeti
kanun koyucunun kastı
kanun koyucunun iradesi Noun, Law
sözleşme vaadi: bir şahsın bir sözleşmeyi imzalayacağını, aksi halde tazminat ödeyeceğini bildiren mektup.
bile bile/kasten suç işlemek.
to be charged with loitering with intent: kasten suç işlemekle itham edilmek.
kötülük yapma niyeti
tekelci niyet
adam öldürme niyeti
maksat dıı mahsus
özel kasıt Noun, Criminal Law
(sigorta) intihar niyeti
terör kastı Noun, Law
olası kasıtla Adverb, Law
dolandırıclık niyetiyle
taammüden
kasten
kasıt stı ile
kasıt stıı olmadan
kasıt stıı olmadan
kastı olmadan
ciddi talep
sözleşmenin amacı
tarafların niyeti
işinde dikkatli
zevk meraklısı
çok istekli, azimli, kararlı, (bir şey yapmayı) aklına koymuş/amaç edinmiş.
He is intent on making money/on revenge.
itibarını bozmaya niyetli
sahtekârlık yapmaya niyetli
girmeye niyetli
zarar vermeye niyetli
kastetmek Verb
adam öldürmek kastıyla tecavüz
cinayet işlemek kastıyla tecavüz
ırza geçmek niyetiyle tecavüz
soygun niyetiyle tecavüz
bedensel eza ve zarar ika etmek niyetiyle tecavüz
bedensel eza ve zarar ika etmek niyetiyle tecavüz
bürosuna zamanında yetişme konusunda titiz olmak Verb
suç işlemek niyetiyle dolaşmak Verb
sahtekârlık kastıyla
dolandırıcılık kastıyla
zarar vermek niyetiyle
öldürmek kastıyla
çalmak niyetiyle