interested

  1. Adjective ilgili, alâkadar, ilgisi olan, ilgi duyan.
    interested members will meet at two: İlgili üyeler saat ikide toplanacaklar.
  2. Adjective hissedar, hisse sahibi, payı/hissesi/hakkı olan.
  3. Adjective meraklı.
    interested in sth: bir şeyin meraklısı.
    interested spectators.
    I am interested
    to know what you think about it: O konuda ne düşündüğünü merak ediyorum.
  4. Adjective çıkarı/menfaati olan, çıkarcı, çıkar/menfaat gözeten.
    an interested witness.
    interested party:
    çıkarı olan kimse/taraf.
    He is an interested party: Onun bu işte çıkarı var (tarafsız değildir).
mali bakımdan ilgilenmek Verb
ilgilenmek Verb
kanunen hakkı olmak Verb
parasal menfaati olmak Verb
parasal olarak menfaati olmak Verb
dolaylı ya da doğrudan doğruya ilgili
dolaylı veya doğrudan doğruya ilgili
ilgili şahıs
alakalı görünmek Verb
eksilmeyen ilgi
hevesli
ilgi duyan seyirci ve dinleyici kitlesi
ilgili grup, çıkarları ortak grup.
ilgili
ilgi duyan dinleyici
menfaatperestlik
ilgili taraflar Noun
ilgili ortak
ilgili hissedar
ilgili taraf
taraf tutan tanık
bir işe para koymuş olmak Verb
merak sarmak Verb
alakadar olmak Verb
alakalanmak Verb
ilgilenmek Verb
merakı olmak Verb
parasını gemicilik sanayiine yatırmış olmak Verb
bir şeyle ilgilenmek Verb