kaçak

Turkish-English Translation

  1. Adjective under-the-counter
  2. illicit
  3. leakage
  4. runaway
  5. stray
  6. deserter
  7. escapee
  8. smuggled
  9. backdoor
  10. bootleg
  11. truant
  12. absconder
  13. contact fault
  14. fugitive
  15. runner
  16. (goods) contraband
  17. runagate
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(hapis) kaçak
at large
(mal) çalınmış veya kaçak
hot
kaçak akaryakıt
smuggled fuel Noun
kaçak akım koruma rölesi
earth leakage circuit breaker Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
GFCI Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
ALCI Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
ground fault interrupter Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
RCD Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
GFI Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
residual-current circuit breaker Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
ground fault circuit interrupter Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
ELCB Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
RCCB Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
residual-current device Noun, Electricity
kaçak akım koruma rölesi
appliance leakage current interrupter Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
residual-current device Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
RCD Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
ALCI Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
ELCB Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
ground fault interrupter Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
ground fault circuit interrupter Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
earth leakage circuit breaker Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
residual-current circuit breaker Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
appliance leakage current interrupter Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
RCCB Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
GFI Noun, Electricity
kaçak akım rölesi
GFCI Noun, Electricity
kaçak alkollü içki
poteen
kaçak av
poaching
kaçak avcı
poacher
kaçak avlanmak
to poach Verb
kaçak baskı
- surreptitious edition
kaçak borçlu
fugitive debtor
kaçak elektrik kullanımı
power theft Noun
kaçak elektrik kullanmak
to steal electricity Verb
kaçak eşya
smuggled goods Noun, Criminal Law
kaçak eşya araması yapmak
to make a search for contraband Verb
kaçak eşya ticareti
illicit trade
kaçak eşyaya gümrük memurlarınca el konması
seizure of contraband goods by customs officers
kaçak içki
moon shine
kaçak içki
moonshine
kaçak içki satışı
illicit sale of liquor
kaçak inşaat
unlicensed construction
kaçak iş
illicit work
kaçak işçi
bootleg
kaçak işçiler
illegal workers Noun
kaçak lugat
embezzled glossary Noun
kaçak mahpus
loose criminal
kaçak mahpus
runaway convict
kaçak mahpus barındırmak
to harbo u r an escaped prisoner Verb
kaçak mal
smuggled goods
kaçak mal
contraband
kaçak mal
contraband good
kaçak mal ithali
clandestine import of goods
kaçak mal olarak müsadere edilmek
to be seized as contraband Verb
kaçak mal olarak müsadere edilmek kaçak mal kaçak mallar
smuggled goods Noun
kaçak mal ticareti
clandestine trade
kaçak mallar
contraband articles (goods) Noun
kaçak mallar
smuggled goods Noun
kaçak mallar
contraband goods Noun
kaçak mallara el konularak
moiety act
kaçak mallara el koyma
impoundage impounding of contraband goods
kaçak olmak
to be on the run Verb
kaçak olmayan mal
innocent goods
kaçak olmayan mallar
innocent goods Noun
kaçak para
fugitive money
kaçak sermaye
fugitive fund
kaçak sermaye
fugitive capital
kaçak sevgililer
runaway couple
kaçak suçlu
fugitive criminal
kaçak suçlu
fugitive offender
kaçak suçluların geri verilmesi
surrender of fugitives
kaçak sürüsü
band of fugitives
kaçak ticaret
unfair trade
kaçak ve dışardan alınmış tayfa listesi
list of aliens
kaçak ve dışarıdan alımış tayfa listesi
list of aliens
kaçak ve kanunsuz baskı
surreptitious edition
kaçak viski
hooch
kaçak yapan
leaky
kaçak yapı
unlawful building
kaçak yapılaşma
shanty settlements
kaçak yapmak
(fluid , gas) to leak Verb
kaçak yolculuk etmek için vapur veya uçak içinde saklanmak
to stow away Verb
kaçak yolculuk yapmak
to stowaway Verb
(gümrük memuru) kaçak mallar aramak
to jerque Verb
biletsiz kaçak gemi yolcusu
stowaway
bir toplantıya kaçak girmek
to crash a meeting Verb
müsadere edilen kaçak mallar
confiscated contraband goods Noun
müsadere edilen kaçak mallar
confiscate contraband goods Noun
zapt edilen kaçak mallar
confiscate contraband goods Noun
kap kacak
pewter
kap kacak
pots and pans
kap kacak
kitchen utensils
mutfak yanındaki bulaşık yıkanan ve kap kacak konulan oda
scullery
porselen türünden kap kacak
china
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir yerden, herhangi bir husustan, uyulması ... hükümlerden kaçmış olan firârî
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

kacak
Kap kacak söyleyişinde geçer