kanunen

Turkish-English Translation

  1. Adverb legally
  2. the law allows
  3. de jure
  4. foreclosure order absolute
  5. by law
  6. under the law
  7. prescribed by law
  8. according to law
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

kanunen açıklama zorunluğu
compulsory disclosure
kanunen atanan vasi
legal custodian
kanunen bağımsız emeklilik sandığı
legally independent pension fund
kanunen bağlayıcı
legally binding
kanunen bahşedilen imtiyaz
benefice
kanunen bir şey yapmakla mükellef yükümlü olmak
to bound by law Verb
kanunen bir şey yapmakla yükümlü olmak
to bound by law Verb
kanunen birine ait olmak
to belong to someone by right Verb
kanunen caiz
warrantable by law
kanunen caiz
sufficient in law
kanunen caiz olduğu kanıtlanabilir
warrantable
kanunen caiz olmak
to lie Verb
kanunen caiz olmak
to be good in law Verb
kanunen cezayı müstelzim
punishable by law
kanunen dava hakkı verilen ancak şekli belli olmayan dava
condictio ex lege
kanunen doğan ipotek hakkı
tacit mortgage
kanunen doğan ipotek hakkı
tacit hypothecation
kanunen ehliyetli
legally qualified
kanunen ehliyetli olmak
to be in capacity Verb
kanunen ehliyetsiz kılmak
to disqualify Verb
kanunen elde etmek
to obtain lawfully Verb
kanunen elinde bulunduran kişi
legal owner
kanunen emredilen bakım yükümlülüğünün ihmali
negligence in law
kanunen ganimet olarak yorumlamak
to condemn as lawful prize Verb
kanunen geçerli
good and valid
kanunen geçerli
effective in law
kanunen geçerli
good in law
kanunen geçerli
valid in law
kanunen geçerli
legally effective
kanunen geçerli delil
evidence sufficient in law
kanunen geçerli delil
legal evidence
kanunen geçerli deliller
legal evidence
kanunen geçerli ivaz
valid consideration
kanunen geçerli olmak
to be good in law Verb
kanunen geçerli olmak
to be valid in law Verb
kanunen geçerli şekilde yapılan ihbar
legal notice
kanunen geçerli sözleşme
legal contract
kanunen geçerli sözleşme
valid contract
kanunen geçerli tarife
legal rate
kanunen geçerli yayın
legal publication
kanunen geçerlik
valid in law
kanunen geçerlik
lawful
kanunen geçerlik
legally valid
kanunen geçerlilik
sufficient in law
kanunen geçersiz
legally ineffective
kanunen geçersiz olmak
to be void under statute Verb
kanunen gerekçesi olmak
to legally justifiable Verb
kanunen gerekli
required by law
kanunen gider yazılabilecek masraflar
legitimate costs Noun
kanunen gücü olmak
to have legal force Verb
kanunen hakkı olma
as of right
kanunen hakkı olmak
to be legitimately interested Verb
kanunen hakkın sukutu
strict foreclosure
kanunen haklı olmak
to stand good in law Verb
kanunen hesaba eklenen kâr
appendant profit
kanunen hesaba ilave edilen kâr
appendant pims
kanunen himaye edilen
protected by law
kanunen icra mevkiine konabilecek sözleşme
contract enforceable at law
kanunen icra mevkiine konabilecek yürürlülük
perfect obligation
kanunen icra mevkiine konulabilecek sözleşme
contract enforceable at law
kanunen ikametgâhı olan
legally resident
kanunen istidlal olunan ihmal
negligence per se
kanunen kabul edilmeyen giderler (KKG)
non-deductible expenses Noun, Accounting
kanunen kabul edilmiş
legally adopted
kanunen kabul etmek
to allow a claim Verb
kanunen korunan isim
proprietary name
kanunen kurulmamış işletme
unincorporated business
kanunen kurulmuş mahkeme
legally constituted court
kanunen kurulmuş şirket
corporation de jure
kanunen kurulmuş şirket
(US) corporation de jure
kanunen kurulmuş vakıf
perfect trust
kanunen mecbur
legally bound
kanunen mecbur olmak
to be bound by law Verb
kanunen mecburi
binding at law
kanunen medeni hakları kullanma ehliyetini haiz
legally competent
kanunen mesken masuniyetini ihlal suçu sayılan fiiller (tehdit , hile vb suretle girme gibi
constructive breaking into a house
kanunen miras kalmış gayri menkul mülkiyeti
freehold in law
kanunen müsaade edilen ücret tarifesi
lawful rate
kanunen müsaade olunan masraflar
legitimate costs Noun
kanunen müsaade olunmuş
permitted by law
kanunen nafaka alan boşanmış kadın eş
alimented
kanunen ölü
legally dead
kanunen ölü olduğunun ilanı
declaration of death
kanunen oluşturulması gerekli kurul
statutory committee
kanunen önemi olmayan ifade
immaterial statement
kanunen önemli süre
material period
kanunen öngörülmüş olmak
to be provided by law Verb
kanunen oy vermeye hakkı olan vatandaş
legally qualified voter
kanunen saklanan emanetler
judicial deposit
kanunen saptamak
to cognosce Verb
kanunen saptanan kira
judicial rent
kanunen saptanan kota
legislated quota
kanunen saptanan standart
standard established by law
kanunen saptanmış
designated by law
kanunen saptanmış
legally determined
kanunen saptanmış değer
statutory value
kanunen şirketlerde denetçilik yapma yetkisi olan kişi
certified accountant
kanunen sorumlu
legally liable
kanunen sorumlu
legally responsible
kanunen sorumlu
liable by law
kanunen sorumlu olmak
to be amenable to law Verb
kanunen tamamlanmamış bağış
imperfect gift
kanunen tanınmış
recognized by law
kanunen tayin edilmiş vasiyeti tenfiz memuru
rigthful executor
kanunen tayin olunan ikametgâh
necessary domicile
kanunen tayin olunan ikametgâh
necessary
kanunen tayin olunan vasiyeti tenfiz memuru
executor nominate
kanunen tayin olunan vasiyeti tenfiz memuru
executor to an estate
kanunen tayin ve tasrih olunan deliller
legal evidence
kanunen temsil edilmekte olma
to be legally represented
kanunen tespit etmek
to regularize Verb
kanunen üye bankalar
member coc federal reserve
kanunen uygun
legally relevant
kanunen uygun
relevant in law
kanunen varsayılan
constructive
kanunen varsayılan suç işleme kastı
legal malice
kanunen ve fiilen
in fact and law
kanunen ve fiilen
in fact and in law
kanunen ve fiilen caiz olmak
to be good in law and in fact Verb
kanunen yasak
forbidden by law
kanunen yasak
prohibition by law
kanunen yasak
prohibited by law
kanunen yasak
the law forbids it
kanunen yasaklanmış bir fiilin işlenmesi
malfeasance
kanunen yeterli delil
legally sufficient evidence
kanunen yeterli ehliyete haiz olmamak
to be statutorily unfit Verb
kanunen yükümlü olmak
to be statutorily obliged Verb
kanunen zorunlu durumda olmak
to be bound by law Verb
kanunen zorunlu kılınan kontrol
compulsory supervision
alaşımı kanunen onaylanmış madeni para
standard coin
Amerika'nın bazı eyaletlerinde kanunen meydana getirilen
board of pardons
bir kimsenin kanunen bakmakla yükümlü olduğu kimse
legal dependent
bir şirketi kanunen kurmak
to legislate a corporation into existence Verb
bir vasiyetnameyi kanunen değiştirmek
to vary the terms of a will Verb
birini kanunen müflis ilan etmek
to declare someone judically to be bankrupt Verb
birini kanunen ölü ilan etmek
to declare someone legally death Verb
birini kanunen ölü ilan etmek
to declare someone legally dead Verb
birinin tasarruf salahiyetini kanunen yasaklamak
to impose judicial interdiction upon sb Verb
bu uygulama kanunen yasaktır
bidding ring
edebi eserlerin kanunen korunma süresi
copyright period
hükümetin kanunen çalışamadığı devre
interregnum
ihracına kanunen müsaade edilmiş
authorized bonds
ilan ederek kanunen yasaklamak
to proclaim Verb
kanuni konsinye (malın kanunen gönderildiği kimse
legitimate consignee
yanlış olduğu kanıtlanmadıkça kanunen bağlayıcıdır
stated account
yapılan haksız bir fiil için kanunen öngörülen tazminat
legal damages
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kānun gereğince, ... yasaya göre
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.