punch

  1. yumruk (vurma), muşta.
    to pack a heavy punch: sert bir yumruk indirmek.
    roll with the punch:
    yana/geri çekilerek yumruğu geçiştirmek.
  2. zımba, delgi, matkap, ıstampa.
    center punch: işaret zımbası, delik açarak yerleri işaret eden zımba.
  3. karışık meşrubat, punç, likörlü şerbet.
    punch bowl: punç tası.
    punch glass: punç kadehi.
  4. İngiliz kukla oyununda karısı ile daima kavga eden Karagöze benzer bodur ve kambur adam.
  5. yumruklamak, muştalamak, yumruk/muşta ile vurmak, yumruk atmak.
    punching bag: boks öğrenme torbası.
  6. sığır gütmek, sığırları sürmek.
  7. (hızla/şiddetle) dürtmek.
  8. (işletme mekanizmasına) hızla vurmak/basmak.
  9. zımbalamak, zımba ile delmek.
fabrikada kartıni delmek Verb
fabrikada kartını delmek Verb
zımbalanmak Verb
önce davranıp almak/yapmak/kapmak, açıkta bırakmak.
John was going to apply for the job, but Ted beat
him to the draw/to the punch: İş için John müracaat edecekti, fakat Ted daha önce davranıp onu açıkta bıraktı.
kart delgisi
nokta zımbası, delik mastarı. Noun
elektronik hesaplamalı delgileme
el delgisi
zımba
delgi makinesi, bilgisayara verilecek bilgileri delikler şeklinde kartlara aktaran makine. Noun
klavyeyle delgileme
yumruğu yapıştırmak Verb
yumruk patlatmak Verb
yumruk atmak Verb
zımba
perforatör
sütlü içki: süt, alkollü içki, şeker vb. karışımı. Noun
güçlü etki yaratmak Verb
perforatör
kâğıt zımbası Noun
zımba
çiftçi içkisi: ram, limon suyu, şeker ve su/soda karışımı içki. Noun
son derece memnun.
zımba
enseye indirilen tokat.
en şiddetli/vurup deviren/nakavt eden yumruk.
ilk darbede/vuruşta, kesin sonucu veren ilk eylemde.
beat to the punch: ilk vuruşta yenmek/yere
sermek, atik davranıp ilk darbeyi indirmek.
şevkle yazmak Verb
biletini delmek Verb
biletinıdelmek Verb
(iş yerine giriş/çıkışta devam kartına) saat damgası basmak.
punch in/out: giriş/çıkış damgası
basmak.
What time do you punch in in the morning?
devam durumu sıkı kontrol altında bulunan işte çalışmak.
bel altına vurmak Verb
(içki) punç kasesi
delikli kart: belirli dizilişte delikler açılarak istenen bilgilerin işlendiği bilgi-işlem kartı. Noun
yediği yumruklardan sersemlemiş
kafası karışık
aklı başında değil
zımbalamak Verb
işe girerken kart basmak Verb, Management
hikâyenin en son ve en önemli tümcesi.
eksiklikler listesi Noun, Construction
müteahhidin düzelteceği işlerin listesi Noun, Construction
kusurlu işler listesi Noun, Construction
işten çıkarken kart basmak Verb, Management
el zımbası Noun
zımba presi, delik presi: basınçla veya vurarak, malzemeye şekil veren pres makinesi. Noun
(US) işe gelirken kart delmek Verb
(a) dövmek, yumruklamak, dayak atmak, (b) etkisini fazlalaştırmak, çeşni/lezzet vermek.
to punch up
a dish with spices: baharatla bir yemeğe lezzet/çeşni vermek.
CNC zımba tezgahı Noun, Transport
delgi operatörü
delik açma pensesi