sağlık

Turkish-English Translation

  1. health
  2. welfare
  3. well
  4. fitness
  5. stamina
  6. wellness
  7. physical health
  8. weal
  9. good health
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

akıl sağlığı
mental health Noun, Medicine
çocuk sağlığı ve hastalıkları
pediatric medicine Noun, Medicine
çocuk sağlığı ve hastalıkları
pediatrics Noun, Medicine
Genel Sağlık Sigortası (GSS)
General Health Insurance Proper Name, Public Administration
halk sağlığı
public health Noun, Medicine
halk sağlığı
public health Noun, Medicine
iş sağlığı ve güvenliği
occupational safety and health Noun, Occupational Safety
İyilik sağlık.
Everything's on track. Sentence, Idioms
İyilik sağlık.
Everything's fine. Sentence, Idioms
kamu sağlığı
public health Noun, Medicine
ruh sağlığı
mental health Noun, Medicine
sağlık çalışanları
medical personnel Noun, Medicine
sağlık verisi
health data Noun, Medicine
Sağlık, eğitim, kültürel hizmetler ve diğer sosyal hizmetleri sağlayan kuruluşların faaliyetlerinin düzenlenmesi (Sosyal güvenlik hariç) (NACE kodu: 84.12)
Regulation of the activities of providing health care, education, cultural services and other social
services, excluding social security (NACE code: O84.1.2)
Noun, Trades-Professions
toplum sağlığı
public health Noun, Medicine
genel sağlık
public health Noun, Medicine
işçiler için sağlık
welfare fund
milli sağlık
national health
sağlık bakanı
(Br) Minister of Health
sağlık bakımı
health care
sağlık bakımından çökme
decay
sağlık belgesi
bill of health
sağlık belgesi
clean bill of health
sağlık belgesi
certificate of health
sağlık bilgisi
hygiene
sağlık bilimi
hygiology
sağlık dairesi
sanitary department
sağlık durumu
health status Noun, Medicine
sağlık durumu
health Noun, Medicine
sağlık durumu
condition Noun, Sports
sağlık durumu
state of health Noun, Medicine
sağlık durumu kötü
in a low state of health
sağlık durumu nazik olmak
to be of delicate health Verb
sağlık durumunu gösterir kayıtlar
medical record
sağlık durumunun iyiye gitmesi
improvement in health
sağlık düzenlemeleri
sanitary arrangements Noun
sağlık evi
private asylum
sağlık faaliyetleri
health activities Noun
sağlık görevlileri
health officials Noun, Medicine
sağlık görevlisi
paramedic Noun, Medicine
sağlık görevlisi
government health official
sağlık görevlisi
healthcare provider Noun, Medicine
sağlık harcamaları
healthcare costs Noun, Medicine
sağlık harcamaları
medical costs Noun
sağlık hizmeti
sanitary service
sağlık hizmetleri
(Br) health services Noun
sağlık hizmetleri
medical services Noun
sağlık hizmetleri
health services Noun
sağlık hizmetleri
healthcare services Noun, Medicine
sağlık hizmetleri sistemi
healthcare system Noun, Medicine
sağlık için tehlikeli
health-endangering
sağlık için tehlikeli
dangerous for health
sağlık için tehlikeli
health- endangering
sağlık için tehlikeli
dangerous to health
sağlık ile ilgili hükümler
sanitary provisions Noun
sağlık işi
health work
sağlık işleri
health fields Noun
sağlık işleri
sanitary afffairs Noun
sağlık işleri
health administration Noun
sağlık işleri
sanitary affairs Noun
sağlık işleri
health and sanitation Noun
sağlık istatistiği
health statistics
sağlık iyileştirme kuruluşu
health farm
sağlık kanunu
health law
sağlık kazandırıcı
restorative
sağlık kontrolu
sanitary control
sağlık kontrolü
sanitary control
sağlık koruma
health protection
sağlık koşulları
sanitary conditions Noun
sağlık koşullarını geliştirme
sanitations
sağlık koşullarını geliştirme
sanitation Noun
sağlık kuralları
sanitary regulations Noun
sağlık kurulu
sanitary board
sağlık kurulu
panel of physicians
sağlık kurulu
medical commission
sağlık kurulu
medical board
sağlık kurulu
board of health
sağlık kuruluşları
healthcare institutions Noun, Organizations
sağlık kuruluşu
health facility Noun, Medicine
sağlık kurumu
medical establishment
sağlık makamları
the health authorities Noun
sağlık makamları
the sanitary authorities Noun
sağlık makamları
sanitary authorities Noun
sağlık malzemeleri
medical stores Noun
sağlık memuru
officer of health
sağlık memuru
(Br) officer of health
sağlık memuru
medical officer (of health)
sağlık memuru
health officer
sağlık merkezi
health station
sağlık muayenesi
sanitary inspection
sağlık muayenesi
physical examination
sağlık muayenesi
medical examination
sağlık muayenesi
under sanitary inspection
sağlık muayenesi
medical inspection
sağlık müdürlüğü
health department
sağlık müdürlüğü
sanitary board
sağlık müdürlüğü
sanitation department
sağlık müdürlüğü
health board
sağlık müdürlüğü
medical board
sağlık müfettişi
sanitary inspector
sağlık nedeniyle
for reason of health
sağlık nedeniyle
from considerations of health
sağlık nedeniyle yolculuk etmek
to travel for one's health Verb
sağlık nedenlerinden
for reasons of health
sağlık nedenlerinden yolculuk etmek
to travel for one's health Verb
sağlık nedenleriyle
for reasons of health
sağlık ocağı
primary health care center Noun, Public Health
sağlık ocağı
regional healthcare center Noun, Public Health
sağlık olsun !
It's all right
sağlık önergesini tetkik etmek
to examine the bill of health Verb
sağlık önergesinin tetkiki
examination of the bill of health Noun
sağlık önlemleri
health measures Noun
sağlık önlemleri
sanitary measures Noun
sağlık önlemleri
sanitary arrangement Noun
sağlık önlemleri
sanitary care Noun
sağlık personeli
medical personnel Noun, Medicine
sağlık planı
medical scheme
sağlık psikolojisi
health psychology Noun, Psychology
sağlık raporu
certificate of health Noun, Medicine
sağlık raporu
medical certificate Noun, Medicine
sağlık raporu
health certificate Noun, Medicine
sağlık raporu
bill of health Noun, Medicine
sağlık servisi
medical department
sağlık servisleri
sanitary services Noun
sağlık sigortası
health insurance Noun
sağlık sigortası
medical insurance Noun, Insurance
sağlık sigortası
medicare Noun
sağlık sigortası fonu
health insurance fund
sağlık sistemi
healthcare system Noun, Medicine
sağlık sistemi
health system Noun, Medicine
sağlık sorunları nedeniyle
on account of ill health Adverb
sağlık sorunları üzerine konferans
health conference
sağlık sorunu
condition Noun, Medicine
sağlık sorunu
medical condition Noun, Medicine
sağlık teçhizatı
sanitary conveniences
sağlık teçhizatı montajcısı
sanitary engineer
sağlık teftişi
sanitary inspection
sağlık tesisatı mühendisliği
sanitary engineering
sağlık tesisleri
sanitary installations Noun
sağlık tesisleri
sanitations Noun
sağlık tesisleri
sanitary facilities Noun
sağlık tesisleri
hygienic facilities Noun
sağlık uzmanı
healthcare professional Noun, Medicine
sağlık uzmanı
health professional Noun, Medicine
sağlık ve güzellik müstahzaratı
health and beauty aids
sağlık yardım fonu
sick-benefit fund
sağlık yardım fonu
health-benefit fund
sağlık yardımı
medical benefit
sağlık yurdu
cottage hospital
(askerlik) sağlık hizmet eri
hospital orderly
ana sağlık bakımevi
maternity welfare
birinci basamak sağlık hizmeti
primary care Noun, Medicine
birini sağlık kontrolünden geçirmek
to check over someone Verb
bölge sağlık müdürlüğü
area board
bozuk sağlık durumu yüzünden
on account of ill- health
çalışma sağlık koşulları
industrial health Noun
devlet hastanesi sağlık hizmetleri
health-service hospital Noun
eksik sağlık teçhizatı
sanitary deficiencies
firmanın sağlık ikramiyesi
health check on the firm
hayat ve sağlık vermek
to revivify Verb
ikinci basamak sağlık hizmeti
secondary care Noun, Medicine
il sağlık müdürlüğü
local health authority
il sağlık müdürlüğü müfettişi
public health officer
işyeri sağlık koşulları
industrial hygiene Noun
işyeri sağlık koşullarının gerçekleştirilmesi
industrial sanitation
iyileşen sağlık durumu
improved health
kamu sağlık tesisleri
public health facilities Noun
kişinin sağlık durumu
condition of one's health
konsolosluk sağlık raporu
consular bill of health
kötü sağlık durumu
wretched health
milli sağlık güvenlik
general conscription
milli sağlık kampanyası
national fitness campaign Noun
milli sağlık sigortası
national health insurance Noun
milli sağlık sigortası
(Br) National Health Insurance Noun
nazik sağlık durumu
fragile health
nazik sağlık durumu
tender health
nazik sağlık durumu
precarious state of health
ölümle sonuçlanabilecek sağlık sorunu
fatal condition Noun, Medicine
özel sağlık sigortası
private health insurance Noun
özürlü sağlık patentası
foul bill Noun
revirde çalışan sağlık personeli
infirmarian
sahil sağlık dairesi
coastal sanitary office
sahil sağlık teşkilatı
port sanitary authority
seyahat sağlık sigortası
travel health insurance Noun
temiz sağlık belgesi
clean bill of health
ücretsiz sağlık hizmetleri
free medical facilities Noun
üçüncü basamak sağlık hizmeti
tertiary care Noun, Medicine
US ana sağlık evi
maternity centre (center)
US sağlık merkezi
health centre (center)
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Vücûdun fizik ve psikolojik bakımlardan bütün ... halde olmama, sıhhat, esenlik
  2. Salık.
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.