serbest olmak

... yapmakta serbest olmak

to be at liberty to ... Verb

bir yere giriş serbest olmak

to be made free of sth Verb

bir yere girişi serbest olmak

to be made free of sth Verb

dışişleri nde dilediği gibi serbest olmak

to be free to act in foreign affairs Verb

dışişlerinde dilediği gibi davranmakta serbest olmak

to be free to act in foreign affairs Verb

imar kaydından serbest olmak

to be free from zoning Verb

inanıp inanmamada serbest olmak

to be open to conviction Verb

kendi fikir inde serbest olmak

to be entitled to one's opinion Verb

kendi fikrinde serbest olmak

to be entitled to one's opinion Verb

dilediğine ihale etmeye serbest olmak koşuluyla ihaleye çağrı

invitations for tenders with discretionary award of contracts

her zaman serbest çıkış iznine sahip olmak

to have free exit at all times Verb

oylama ve serbest konuşmaya hakkı olmak

to be entitled to a vote and to speak Verb

oylamaya ve serbest konuşmaya hakkı olmak

to be entitled to a vote and to speak Verb

serbest giriş hakkı olmak

to have a free entrance Verb

serbest giriş hakkı olmak

to have free entrance Verb

serbest takdir yetkisine sahip olmak

to be vested with discretion Verb

serbest ticaret taraftarı olmak

to stand for free trade Verb

serbest ticaretten yana olmak

to stand for free trade Verb