tanımak

Turkish-English Translation

  1. Verb to make acquaintance
  2. Verb to cognize
  3. Verb to familiarize
  4. Verb to give scope for
  5. Verb to note
  6. Verb to be acquainted with
  7. Verb to know well
  8. Verb to distinguish between
  9. Verb to listen to
  10. Verb to pay attention to
  11. Verb to hold someone responsible
  12. Verb to recognise
  13. Verb to acknowledge
  14. Verb to know
  15. Verb, International Law to recognize
  16. Verb to respect
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(bir hukuk kuralına) etki tanımak
apply (a legal rule) Verb, Private International Law
açık tanıma
express recognition Noun, International Law
devletin tanınması
recognition of a state Noun, International Law
diplomatik olarak tanıma
diplomatic recognition Noun, Politics-Intl. Relations
erken tanıma
premature recognition Noun, International Law
fiili tanıma
de facto recognition Noun, International Law
isyancı statüsünün tanınması
recognition of insurgency Noun, International Law
tanıma
recognition Noun, International Law
zımni tanıma
implied recognition Noun, International Law
(İskoçya) bir mirasçıyı tanımak
to service of an heir Verb
adı altında tanımak
to pass by the name of Verb
adını tanımak
to make a name for oneself Verb
avantajlar tanımak
to accord advantages Verb
aynı zaman süresini tanımak
to divide between Verb
ayrıcalık tanımak
to make concessions Verb
baba olarak tanımak
to affiliate Verb
bir ayrıcalık tanımak
to concede a privilege Verb
bir borçluya bir haftalık ek süre tanımak
to give a creditor a week's grace Verb
bir borçluya ödemesi için zaman tanımak
to allow a debtor time to pay Verb
bir borçluya vade tanımak
to indulge a debtor Verb
bir borcu tanımak
to acknowledge a debt Verb
bir borcu tanımak
to cognize a debt Verb
bir devleti tanımak
to recognize a state Verb
bir gün daha süre tanımak
to grant a (day's) grace Verb
bir hükümeti tanımak
to recognize a government Verb
bir imtiyaz tanımak
to concede a privilege Verb
bir konsolosu tanımak
to recognize a consul Verb
bir mahkeme hükmünü tanımak
to confess a judgement Verb
bir şehri avucunun içiymiş gibi tanımak
to know a town like the back of one's hand Verb
bir senedin ödenmesi için mühlet tanımak
to accord a respite for payment of a draft Verb
bir senedin ödenmesi için mühlet tanımak
to accord a respite for a payment of a draft Verb
bir şeye tam hareket serbestliği tanımak
to allow full free play to sth Verb
bir sözleşmeyi tanımak
to avow a contract Verb
bir yükümlülüğü tanımak
to recognize an obligation Verb
birbirini tanımak
to meet Verb
birine avantaj tanımak
to give someone the edge Verb
birine bir fırsat tanımak
to afford someone an opportunity Verb
birine bir hafta müddet tanımak
to give someone a week Verb
birine bir imkân tanımak
to afford someone an opportunity Verb
birine bir olanak tanımak
to afford someone an opportunity Verb
birine bir şeyde kâr payı tanımak
to allow someone a margin for sth Verb
birine bir şeyi yapması için zaman tanımak
to allow someone time to do sth Verb
birine bir üstünlük tanımak
to concede an advantage to sb Verb
birine fırsat tanımak
to give someone a fair show Verb
birine iştirak etme hakkı tanımak
to give someone the option of participating Verb
birine istisna tanımak
to make an exception in sb's case Verb
birine kolaylıklar tanımak
to grant someone facilities Verb
birine rüçhan hakkı tanımak
to give (have) the right of first refusal Verb
birine şans tanımak
to give someone a break Verb
birine seçmesi için iki seçenek tanımak
to put someone on the horns of a dilemma Verb
birine serbestlik tanımak
to give someone free hand Verb
birine takdir yetkisi tanımak
to give someone discretionary powers Verb
birine tolerans tanımak
to allow someone some margin Verb
birine yeteri derecede özgürlük tanımak
to give someone lob enough Verb
birine zaman tanımak
to give someone time Verb
birini (sadece) adıyla tanımak
to know someone by name Verb
birini ad ıyla tanımak
to know someone by name Verb
birini bir yerden tanımak
to know someone from something Verb
birini birşey dolayısıyla tanımak
to know someone from something Verb
birini birşey olarak tanımak
to know someone as something Verb
birini çocukluğundan beri tanımak
to have known someone since he was in petticoats Verb
birini çocukluğundan beri tanımak
to know someone man and boy Verb
birini çok iyi tanımak
to know someone like a book Verb
birini gıyaben tanımak
to know someone by reputation Verb
birini iyi tanımak
to be on visiting terms with sb Verb
birini kanuni mirasçı olarak tanımak
to recognize someone as a lawful heir Verb
birini kanuni mirasçısı olarak tanımak
to recognize someone as lawful heir Verb
birini konuşmasından tanımak
to know someone by his speech Verb
birini lider olarak tanımak
to acknowledge someone as a leader Verb
birini şöyle bölye tanımak
to know someone by sight Verb
birini tesadüfen tanımak
to get to know sb Verb
birini yürüyüşünden tanımak
to tell someone by his walk Verb
birini zamanla tanımak
to get to know sb Verb
birinin birşey yapmasına imkân tanımak
to let someone do something Verb
birinin el yazısını tanımak
to recognize sb's writing Verb
birinin haklarını tanımak
to recognize sb's rights Verb
birinin huyunu tanımak
to know sb's character Verb
birinin sesini tanımak
to recognize sb's voice Verb
birinin üstünlüğünü tanımak
to hand it to sb Verb
birşeye imkân tanımak
to provide for something Verb, Law
birşeye imkân tanımak
to allow of something Verb
birşeye imkân tanımak
to allow for something Verb
birşeye olanak tanımak
to allow for something Verb
birşeye olanak tanımak
to provide for something Verb, Law
birşeye olanak tanımak
to allow of something Verb
birşeyi birşey olarak tanımak
to recognize something as something Verb
civarı avucunun içi gibi tanımak
to know every inch of the neighbo (ur) hood Verb
çok insan tanımak
to dispose over wide connections Verb
dünyayı tanımak
to know the world Verb
eski bir tanıdığı tanımak
to recognize an old acquaintance Verb
fırsat tanımak
to give a handle Verb
gıyaben tanımak
to know by name only Verb
hükümeti tanımak
to recognize a government Verb
imkân tanımak
to afford Verb
imkân tanımak
to admit of something Verb
imkân tanımak
to arrange Verb
imkân tanımak
to allow Verb
imkân tanımak
to provide Verb
imtiyaz tanımak
to grant a privilege Verb
imzasını tanımak
to hono u r one's signature Verb
insanları iyi tanımak
to be a keen judge of men Verb
iyi niyeti tanımak
to take the will for the deed Verb
kendini tam olarak tanımak
to come at a true knowledge of oneself Verb
konsolosu tanımak
to recognize a consul Verb
kredi hesabı kolaylıkları tanımak
to grant open- account facilities Verb
muafiyet tanımak
to grant an exemption Verb
muafiyet tanımak
to grant exemption Verb
ödeme de süre tanımak
to grant a delay payment Verb
ödemede süre tanımak
to grant a delay payment Verb
olanak tanımak
to afford Verb
olanak tanımak
to enable Verb
olanak tanımak
to let Verb
olanak tanımak
to facilitate Verb
olanak tanımak
to allow Verb
öncelik tanımak
to give priority Verb
öncelik tanımak
to be given priority Verb
opsiyon tanımak
to give an option Verb
patent hakkı tanımak
to patent Verb
şehir hrii avucunun içiymiş gibi tanımak
to know the town like the back of one's hand Verb
sığınma hakkı tanımak
to grant asylum Verb
siyasal sığınma hakkı tanımak
to grant asylum Verb
siyasi düşüncede serbestlik tanımak
to allow latitude in political belief Verb
sözleşmenin geçerliliğini tanımak
to affirmation of contract Verb
sözleşmeyi tanımak
to avow a contract Verb
süre tanımak
to accord a respite Verb
süre tanımak
to grant a respite Verb
süre tanımak
to give a term Verb
süre tanımak
to allow time Verb
tekel hakkı tanımak
to grant a monopoly Verb
temyiz etme hakkı tanımak
to grant leave to appeal Verb
üstünlük tanımak
to give place Verb
vade tanımak
to give grace Verb
vergi indirimi tanımak
to grant relief Verb
zaman tanımak
to allow time Verb
zaman tanımak
to grant time Verb
burada herkes birbirini tanımak r
everybody knows everbody else here
daha iyi tanımak için ilave işaret
countermark
imzasını tanımak (teyit etmek
to recognize one's signature Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kim veya ne olduğunu hatırlamak, evvelce ... bir şey olduğunu anlamak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.