vasiyet

Turkish-English Translation

  1. Noun, Civil Law will
  2. devise
  3. Noun testament
  4. legacy
  5. (dying person) last request
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

belirli mal vasiyeti
specific bequest
belli bir biçim gerektirmeyen askerlik vasiyeti
military testament (will)
bir yabancının vasiyeti
foreign will
gayri menkul vasiyeti
specific devise
gayri muayyen mal vasiyeti
general legacy
menkul (özellikle para) vasiyeti
bequest
menkul vasiyeti
bequest
menkul vasiyeti
legacy
muayyen mal vasiyeti
specific legacy
muayyen mal vasiyeti
specific bequest
şarta bağlı gayrimenkul vasiyeti
conditional device
şarta bağlı menkul vasiyeti
conditional legacy
Vasiyetnamelerin Tescili Konusunda Bir Usul Kurulmasına İlişkin Sözleşme
Convention on the Establishment of a Scheme of Registration of Wills Noun, International Law
(İskoçya) noterden onaylı vasiyet
mystic testament
ancak kısmen geçerli bir vasiyet
partial intestacy
belli bir gayri menkule ait vasiyet
special devise
bütün gayri menkullere ait vasiyet
general devise
ek vasiyet
cumulative legacy
henüz gerçekleştirilmemiş vasiyet
executory devise
kanuni formalitesiz vasiyet
testamentary paper
karşılıklı vasiyet
mutual testament
karşılıklı vasiyet
(US) mutual will
karşılıklı vasiyet
mutual will
muayyen bir süre içinde kabili rücu vasiyet
ambulatory will
müeccel vasiyet
executory devise
ölüm döşeğinde vasiyet
deathbed bequest
ortak vasiyet
joint will
özel vasiyet
special legacy
özel vasiyet
particular legacy
resmi biçimi olmayan vasiyet
privileged will
şarta bağlı vasiyet
conditional will
şartlı vasiyet
conditional devise
son arzu ve vasiyet
last will and testament
sözlü vasiyet
nuncupation
sözlü vasiyet
nuncupative will
sözlü vasiyet
parole will
taliki şartlı vasiyet
executory limitation
taliki şartlı vasiyet
executory devise
talimatlar içeren vasiyet
modal legacy
tanıklar önünde sözlü vasiyet
nuncupative
uygulama şekillerinin de belirtildiği vasiyet
modal will
vuku bulacak bir hadiseye bağlı vasiyet
contingent devise
zorunlu vasiyet
vested legacy
vasiyet alan
beneficiary under a will
vasiyet alan
to put down
vasiyet davaları
probate matters Noun
vasiyet eden
bequeather
vasiyet edilebilir
testable
vasiyet edilebilir
devisable
vasiyet edilen kişinin ölmesi üzerine akamete uğrayan miras
lapsed legacy
vasiyet ehliyeti
capacity to make a will Noun, Law
vasiyet etmek
to make a bequest Verb
vasiyet etmek
to bequeath Verb
vasiyet etmek
to leave by will Verb
vasiyet etmek
to make a request Verb
vasiyet etmek
to give and bequeath Verb
vasiyet etmek niyetiyle
animo testanti
vasiyet ilamı
executory decree
vasiyet kabilinden
testamentary
vasiyet konusu olmayan tereke
intestate estate
vasiyet olunan mal çıkarıldıktan sonra kalan net miras
net estate
vasiyet sahibi
legatee
vasiyet tenfiz memuru kadın
executrix
vasiyet tenfiz memuru tayin etmek
to application an executor Verb
vasiyet üzerine
by will
vasiyet üzerine evlat edinme
adoption by testament
vasiyet üzerine tasarruf etmek
to dispose by will Verb
vasiyet yapabilme gücü
testamentary capacity Noun, Law
vasiyet yapma ehliyetini haiz olmak
to be sound and disposing mind Verb
vasiyet yoluyla bırakılan mülk
devise
vasiyet yoluyla tasarrufta bulunmaya yetkili
competent to dispose by will
vasiyet yoluyla yapılan tasarruf
testamentary disposition
vasiyetname ile para vasiyet etme
disposal of money by will
aksine vasiyet bulunmuyorsa
absolute estate
bir şeyi tercihli miras olarak vasiyet etmek
to bequeath something as a preference legacy Verb
bir vasiyet ile tevarüs etmek
to take over under a will Verb
birine mâmelekinin tümünü vasiyet etmek
to bequeath someone . the whole of one's estate Verb
lehine gayri menkul vasiyet edilen
devisee
mal mülk vasiyet edebilir
able to devise property
mal vasiyet eden
legator
malı vasiyet etmek
to devise property Verb
müteakip lehine gayri menkul vasiyet edilen kişi
next devisee
öldüğü zaman vasiyet bırakmış olma hali
testacy
özellikle gayri menkul mülkü vasiyet etmek
to devise Verb
son vasiyet , vasiyetname
last will and testament
tek vasiyet eden kimse
sole legatee
tek vasiyet edilen kimse
sole legatee
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir kimsenin sözlü veya yazılı olarak ... arkasından yapılmasını istediği şey
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.