Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. demet, deste.
    a bundle of sticks.
  2. bohça, çıkın.
    a bundle of clothes.
  3. takım, toplu herhangi bir şey.
    He presented a bundle of ideas to the committee: Fikirlerini topluca kurula sundu.
  4. elyaf demeti.
  5. çok/külliyetli para.
  6. destelemek, demet/paket/bohça yapmak.
    bundle the newspapers for the trash man.

  7. bundle off/out: yaka-paça göndermek/götürmek, apar topar/alelacele yolla(n)mak, sepetle(n)me,
    savmak.
    They bundled the children off to school.
    to bundle someone off: birini kapı dışarı etmek.
  8. tık(ıştır)mak, dol(dur)mak.
    The police bundled the criminals into a car and drove them to the jail.
  9. (bilhassa eskiden) (iki sevgili) soyunmadan bir yatakta sarılıp yatmak.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

cost someone a bundle
tuzluya mal olmak Fiil
knotted bundle
çıkın
tie a bundle
denk bağlamak Fiil
vascular bundle
elyaf demeti.
bundle ...
...'i tek bir paket haline getirmek Fiil
bundle of bank notes
banknot destesi
bundle of banknotes
banknot destesi
bundle of files
dosya yığını
bundle of letters
mektup yığını
bundle of notes
banknot destesi
bundle of old rags
paçavra bohçası İsim
bundle of papers
kâğıt destesi
bundle sale
bazı ürünlerin paketlenerek satışı
bundle someone into a taxi
birini taksiye tıkmak Fiil
bundle up
(a) sarınıp sarmalanmak, sıkıca/kalınca giyinmek.
Let's bundle up and go for a walk. (b) bohçalamak,
devşirmek.
Can you bundle up the sheets for me, please?
set fire to a place using a bundle of oily rags
kundaklamak Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.