expostulate

  1. Fiil dostça eleştirmek
  2. Fiil uyarmak
  3. Fiil ikaz etmek
  4. Fiil öğüt vermek
sitem etmek, serzenişte bulunmak, (dostça/hatırını kırmadan) uyarmak/ikaz/tenkit/nasihat etmek.
She
expostulated with her husband on/about his habit of smoking in bed.