1. dök(ül)mek, ak(ıt)mak, yağ(dır)mak.
  2. boşal(t)mak.
  3. pour out: (içini/derdini) dökmek, (sırlarını) açmak, hepsini söylemek. pour out one's troubles:
    derdini dökmek. pour out one's heart: kalbini/içini açmak, sırrını söylemek.
  4. bardaktan boşanırcasına yağmak.
    pouring rain: sel gibi yağmur.
    a pouring wet day: çok yağmurlu gün.
  5. (fincana) çay doldurmak.
  6. dök(ül)me, ak(ıt)ma, boşal(t)ma.
  7. bolluk, sel gibi akış.
  8. şiddetli yağmur/yağış.
saçılmak Fiil
dertleşmek Fiil
boşanmak Fiil
öfkesini birine boşaltmak Fiil
candan teşekkür etmek Fiil
dertlerini döküp saçmak Fiil
içini boşaltmak Fiil
boşanma
dökmek Fiil
pişmiş aşa soğuk su katmak.
birinin fikirlerini kuşkuyla karşılamak Fiil
gönlünü ferahlatmak Fiil
beton dökmek Fiil
birine rahmet okumak Fiil
yağmur boşanmak Fiil
sel gibi içeriye akmak.
(a) heyecan ve tehalükle anlatmak/yapmak, (b) oyunda sayı yapmakta devam etmek.
denize dökülmek Fiil
bir sıvıyı bir kaptan bir kaba dökmek/boşaltmak.
ateşe körükle gitmek Fiil
körüklemek, kışkırtmak, yangına körükle gitmek.
yangına körükle gitmek, işleri sarpa sardırmak/berbat etmek.
heyecanı yatıştırmak.
yatıştırmak, sakinleştirmek, teskin etmek.
dökmek, boşaltmak, sel gibi akmak.
küfür yağmuruna tutmak Fiil
tiyatrodan sökün etmek Fiil
tehditler savurmak Fiil
küfür yağdırmak Fiil
gülünç düşürmek, şiddetle eleştirmek, yerin dibine geçirmek, iler tutar tarafını bırakmamak.
hakaret yağdırmak.
üçüncü bir şahsın hayatı boyunca sahip olunan haklar İsim
üçüncü bir şahsın ömrü boyunca mülkiyet hakkı