1. (a) işi iyi gitmek, işini başarmak, (b) sağlığı iyi olmak, (c) iyi para kazanmak.
  2. (a) başarmak, düzeltmek, (b) (fiilin
    -ing şekli ile) iyileşmek, sağlığı düzelmek. (c) iyi etmek/ DEVAMINI OKU
    olmak.
    You would do well to be quiet: Sussanız iyi olur. GİZLE
kendi başına başa çıkmak Fiil
serseri
haylaz
işe yaramaz kimse
ona iyilik etmek.
iyi kazanç sağlamak, kâr etmek.
He did well out of the sale of his house.
isabet etmek, isabetli iş görmek, … le iyi etmek.
You did well to tell him: Ona söylemekle iyi DEVAMINI OKU
ettiniz.
You would do well to tell him: Ona söyleseniz iyi olur. GİZLE
.: kendine/ birisine iyi bakmak/ihtimam göstermek.
He does well by his guests.
işinıiyi yapmak Fiil
işini iyi yapmak Fiil
zengin, hali vakti yerinde.
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun